WebOgrafya | Webin Coğrafyası.
Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Uyeoll10
Sitemizi Firefox İnternet Tarayıcısıyla Daha İyi Görebilirsiniz.
Mozilla Firefox 3.6 Download
Sitemizden Yararlanmak İçin Üye Olun Yada Giriş Yapın.
WebOgrafya | Webin Coğrafyası.
Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Uyeoll10
Sitemizi Firefox İnternet Tarayıcısıyla Daha İyi Görebilirsiniz.
Mozilla Firefox 3.6 Download
Sitemizden Yararlanmak İçin Üye Olun Yada Giriş Yapın.
WebOgrafya | Webin Coğrafyası.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
WebOgrafya | Webin Coğrafyası.

Türkiye'nin Paylaşımcı Forumu
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap


 

 Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:08 am

Resimlerle Namazın Kılınışı

Örnek olarak sabah namazının iki
rek'at
farzının kılınışı resimlerle anlatılmış, erkek ve kadınların
farklı
hareketleri belirtilmiştir. İki rek'atli bir namazdaki
hareketler ile
diğer namazlardaki hareketler arasında fark
olmadığından onların
resimlerle anlatılmasına gerek duyulmamıştır.


SABAH NAMAZININ FARZININ KILINIŞI
Birinci Rek'at:
1) Ayakların arası dört parmak açıklıkta ve
parmak
uçları kıbleye doğru gelecek şekilde ayakta kıbleye dönülür.

2) İkamet getirilir. (Erkekler için)
Niyet:
3) "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü
sabah
namazının farzını kılmaya" diye niyet edilir.

İftitah Tekbiri:
4) "Allahü Ekber" diyerek iftitah tekbiri
alınır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-1
Erkekler
tekbir alırken; ellerin içi kıbleye ve parmaklar normal
açıklıkta
bulunur. Başparmaklar, kulak yumuşağı hizasına gelecek
şekilde eller
yukarıya kaldırılır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-2
Kadınlar
tekbir alırken; ellerinin içi kıbleye karşı, parmaklar
normal açıklıkta
ve parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde
ellerini yukarıya
kaldırır.



Kıyam:
5) Tekbirden sonra eller bağlanır. Ayakta
iken
secde edilecek yere bakılır.

6) Ayakta sırasıyla:
a- Sübhaneke,
b- Eûzü-besmele,
c- Fatiha Sûresi,
d- Kur'an'dan başka bir sûre daha okunur.

RESİM-3 Erkekler, sağ elin avucu,
sol elin
üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmakları sol elin
bileğini kavramış
olarak ellerini göbek altında bağlarlar.


RESİM-4 Kadınlar, sağ el sol elin
üzerinde
olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar. Erkeklerde
olduğu gibi
sağ elin parmakları ile sol elin bileğini kavramazlar.


Rükû:

7) "Allahü Ekber" diyerek rükûa varılır ve
burada
üç defa "Sübhâne Rabbiye'l-azim" denilir. Rükû'da iken ayakların
üzerine
bakılır.


RESİM-5
Erkekler, rükûda, parmakları açık
olarak elleri ile dizlerini tutup
sırtını dümdüz yaparlar. Dizlerini ve
dirseklerini dik tutarlar.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-6
Kadınlar,
rükûda, sırtlarını biraz meyilli tutarak erkeklerden daha
az eğilirler.
Ellerini (parmaklarını açmayarak) dizleri üzerine
koyarlar ve dizlerini
biraz bükük bulundururlar.


Rükûdan Kalkış:

Cool "Semiallâhü limen hamideh" diyerek rükûdan
kalkılır ve
ayakta "Rabbenâ leke'l-hamd" denilir.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-7

Erkeklerin, rükûdan kalkıp doğrulması.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-8

Kadınların, rükûdan kalkıp doğrulması.


Secde:

9) "Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır.
Secdeye
inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da alın ve burun
yere
konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizasında bulunur. Secdede
iken
ayaklar kaldırılmaz. Secdede burun kenarlarına bakılır. Burada üç
kere
"Sübhâne Rabbiye'l-â'lâ" denilir.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-9
Erkekler,
secdede dirseklerini yanlarından uzak, kollarını yerden
kalkık
bulundururlar. Ayaklar, parmaklar üzerinde dik tutulur ve
parmak uçları
kıbleye gelecek şekilde yere konur.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-10
Kadınlar,
secdede kollarını yanlarına bitişik halde bulundururlar.
Ayaklar,
parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye
gelecek şekilde
yere konur.


İki
Secde Arası Oturuş:


10) "Allahü Ekber" diyerek başını secdeden
kaldırıp
diz üstü oturulur. Otururken, parmaklar dizlerin hizasına
gelecek
şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır. Burada

"Sübhânellah" diyecek kadar kısa bir an oturulur.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-11
Erkekler,
sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak
parmakları
kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-12
Kadınlar,
ayaklarını yatık olarak sağ tarafına çıkarır ve öylece
otururlar.


11)
"Allahü Ekber" diyerek ikinci defa
secdeye varılır ve üç defa
"Sübhâne Rabbiye'l-â'lâ" denilir.

12) "Allahü Ekber" diyerek secdeden ayağa
(ikinci
rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır. (Resim : 3-4)


Secdeden kalkarken; Önce baş, sonra eller,
daha
sonra eller dizler üzerine konularak, dizler yerden kaldırılır.


İftitah tekbirinden itibaren buraya
kadar
yapılanlara "bir rek'at" denir.


İkinci Rek'at:

1) Ayakta sırasıyla;
a- Besmele,
b- Fatiha sûresi,
c- Kur'an'dan başka bir sûre daha okunur.

2) Birinci rek'atte olduğu gibi
"Allahü
Ekber" diyerek rükûa varılır ve üç kere "Sübhâne
Rabbiye'l-azim"
denilir.

(Resim: 5-6)
3) "Semiallâhü limen hamideh" diyerek ayağa
kalkılır
ve ayakta "Rabbenâ leke'l-hamd" denilir. (Resim : 7-Cool

4)
"Allahü Ekber" diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere "Sübhâne
Rabbiye'l-â'lâ" denilir. (Resim: 9-10)

5) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkılıp
dizler
üzerine oturulur. Burada "Sübhânellah" diyecek kadar kısa bir an
oturulur.
(Resim: 11-12)

6)
Sonra "Allahü Ekber" diyerek ikinci defa
secdeye varılır ve üç kere
"Sübhâne Rabbiye'l-â'lâ" denilir.

Ka'de-i ahire (Namazın sonunda oturuş):
7) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkıp
oturulur.
Otururken, el parmakları dizlerin hizasına gelecek şekilde
eller
uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır.

Cool Oturuşta sırasıyla;
a- Ettehiyyatü,
b- Allahümme salli,
c- Allahümme bârik,
d- Rabbenâ âtina.... duaları okunur.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-13
Erkekler,
sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak
parmakları
kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-14
Kadınlar,
ayaklarını yatık olarak sağ tarafa çıkarır ve öylece
otururlar.

Sağ tarafa
selâm verilişi:


9)
Önce başını sağa çevirerek "Esselâmü
aleyküm ve rahmetûllâh" denir.
Selâm verirken omuzlara bakılır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-15

Erkeklerin, sağ tarafa selâm verişi.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-16

Kadınların, sağ tarafa selâm verişi.

Sol tarafa selâm verilişi:
10) Sonra başını sola çevirerek "Esselâmü
aleyküm
ve rahmetûllâh" denilir. Böylece iki rek'at namaz tamamlanmış
olur.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-17

Erkeklerin, sol tarafa selâm verişi.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-18

Kadınların, sol tarafa selâm verişi.

DUA

Dua ederken, eller göğüs hizasına kaldırılır.
Elle
göğe doğru açılarak avuçların içi yüze doğru biraz meyilli tutulur

ve iki elin arası açık bulundurulur.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-19
Dua eden
bir erkek çocuğu


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]RESİM-20
Dua eden
bir kız çocuğu




Cuma
Namazı


Cuma
namazı, dördü ilk sünnet, ikisi farz ve
dördü de son sünnet olmak
üzere on rek'attır.Cuma günleri öğle vaktinde
kılınır ve o günün
öğle namazının yerine geçer. Cuma namazının farzı
cemaatle kılınır.
Tek başına kılınmaz.



Cuma
Namazı Kimlere Farzdır


Cuma namazının bir kimseye farz olması için,
müslüman,
akıllı ve erginlik çağına gelmiş olmaktan başka altı şartın
daha
bulunması gerekir.



Cuma
Namazının Farz Olmasının
Şartları


1) Erkek olmak (Kadınlara farz değildir.)
2) Hür ve serbest olmak.
3) Mukîm olmak. (Yani misafir olmamak)
4) Sağlıklı olmak. (Cuma namazına gidemeycek
şekilde
hasta olmamak)

5)
Kör olmamak.

6)
Ayakları sağlam olmak

Bu
şartlar kendisinde olmayan kişiye cuma
namazı farz değildir. Ancak
bu durumda olan bir kimse câmiye gidip
cumayı kılarsa o günün öğle
namazının yerine geçer.

Cuma namazının sahih olması için de altı şart

lâzımdır.



Cuma Namazının Sahih
Olmasının
Şartları


1) Cumanın öğle vaktinde kılınması.
2) Namazdan önce hutbe okunması.
3) Cuma kılınan yerin herkese açık olması
4) İmamdan başka en az üç erkek cemaat
bulunması.

5) Cuma namazını kıldıranın, devletin
(yetkili
makamın) görevlendirdiği veya izin verdiği bir kişi olması.

6) Cuma kılınacak yerin şehir veya şehir
hükmünde
olması.



Cuma Namazı Nasıl
Kılınır


Cuma
günü öğle vakti ezan okunduktan sonra,
önce dört rek'at olan ilk
sünneti kılınır. Bunun niyeti şöyledir: "Niyet
ettim Allah rızası
için bugünkü cuma namazının ilk sünnetini kılmaya."

Cumanın ilk sünnetinin kılınışı aynen öğle
namazının
dört rek'at sünneti gibidir. Sünnet kılındıktan sonra câminin
içinde
bir ezan daha okunur ve imam minbere çıkarak hutbe okur. Hutbe
bitince
ikamet getirilir ve cumanın iki rek'at farzı cemaatle kılınır.
İmamın
arkasındaki cemaat şöyle niyet eder: "Niyet ettim Allah rızası

için bugünkü cuma namazının farzını kılmaya, uydum imama."

Farzdan sonra cumanın dört rek'at son sünneti

kılınır. Bunun kılınışı da cumanın ilk sünneti gibidir. Niyeti
şöyledir:
"Niyet ettim Allah rızası için cumanın son sünnetini
kılmaya."

Cuma namazı böylece tamamlanmış olur.
Bundan sonra dileyen dört rek'at "Zuhri
Âhir=son
öğle"
ile iki rek'at da vakit sünneti kılar.

Son öğle namazına: "Niyet ettim Allah
rızası
için vaktine yetişip henüz kılamadığım son öğle namazını kılmaya"

diye niyet edilir. Bu son öğle namazı, öğlenin dört rek'at farzı gibi
kılınmakla
beraber sünnetlerde olduğu gibi dört rek'atın hepsinde
fatihadan
sonra sûre okunması daha iyidir.

İki rek'at vakit sünnetine de şöyle niyet
edilir: "Niyet
ettim Allah rızası için vaktin sünnetini kılmaya."

Bu namaz da
sabah namazının sünneti gibi kılınır.




Cenaze
Namazi


Cenaze
namazı, vefat eden din kardeşlerimiz
hakkında dua olmak üzere bir
farz-ı kifayedir. Cenaze namazının
kılınması için araran şartlar
şunlardır:

1- Ölenin
müslüman olması. Müslüman olduğu
bilinmeyen, bu hususta hali gizli
olan kimsenin cenaze namazı kılınmaz.
Ölenin müslüman olduğuna şahid
ve delil lazımdır. Bu delil de onun
hayatta iken İslam'a tabi
olduğu ve İslam'ın icaplarını yerine getirdiği
başkaları tarafından
görülen, bilinen kişi olmasıdır. Binaenaleyh biz
cenaze namazını
kılacağımız kimseyi ibadet ederken saflarımız arasında
görmeliyiz.

2- Ölünün yıkanarak temiz kefene sarılmış
olması

3- Ölünün, imam ve cemaatın önünde olması
4- Ölünün tamamının veya bedeninin çoğununun,

mevcut olması. Eğer bedeninin çoğu gitmiş veya başsız olarak yarısı
varsa
namazı kılınmaz, yıkanmaz. Bir beze sarılarak gömülür.

Cenaze namazı dört tekbir ve kıyamla eda
edilir.
Bu namazda secde ve rüku yoktur.



Cenaze
namazanin kilinişi


İmam, ölünün göğsü hizasında durur. Cemaat da

arkasında saf tutar. Cemaata ölünün erkek veya kadın olduğu duyurulur,
ona
göre niyet edilir. Yani "Allah için namaza meyyit için duaya, er
kişi
(veya hatun kişi) niyetine uydum hazır olan imama" diye kalben
niyet
edip tekbir alınır. İlk tekbiri alırken eller kulağın hizasına
kaldırılır,
bağlanır. Sübhaneke, "ve celle senâüke" ile okunur. Bundan
sonra
eller kaldırılmadan ikinci bir tekbir alınır. Bu tekbirleri imam
aşikar,
cemaat ise gizli alır. "Allahümme salli ve Allahümme barik...."
okunur.
Bundan sonra üçüncü tekbir alınır. Cenaze duası okunur. Cenaze
duasını
bilmeyenler burada "Allahümme innâ nestaiynüke..."yi yani kunut
duasını
veya dua niyeti ile Fatiha-i şerifeyi okurlar. Daha sonra
dördüncü
tekbir alınır; selam verilir.


Bayram
Namazları


Müslümanların yılda iki dinî bayramı vardır

1) Ramazan Bayramı
2) Kurban Bayramı

Cuma namazı farz olan kimselere, bayram
namazlarını
kılmak vacibdir. Bayram namazı iki rek'attır. Cemaatla
kılınır.
Bayram namazlarında ezan okumak, ikamet getirmek yoktur. Bayram

hutbesi sünnettir ve namazdan sonra okunur. Cuma hutbesi ise farzdır
namazdan
önce okunur.

Diğer
namazlardan farklı olarak bayram
namazlarının birinci rek'atında üç,
ikinci rek'atında da üç kere olmak
üzere fazladan altı tekbir
alınır. Bunlara "Zevaid tekbirleri"
denir.



Bayram Namazlarının Kılınışı

Ramazan
Bayramı Namazı


Birinci rek'at:
1) Cemaat düzgün sıralar hâlinde imamın
arkasında
yer alır ve "Niyet ettim Allah rızası için Ramazan Bayramı
namazını
kılmaya, uydum imama"
diye niyet eder.

2) İmam "Allahü Ekber" deyip ellerini
yukarıya
kaldırınca, cemaat de imamın peşinden "Allahü Ekber"
diyerek
ellerini yukarıya kaldırıp göbeği altına bağlar.

3) Hem imam, hem de cemaat gizlice "Sübhâneke"yi
okur. Bundan sonra üç kere tekbir alınır. Tekbirlerin alınışı şöyledir:

Birinci Tekbir: İmam yüksek sesle, cemaat da
onun
peşinden gizlice "Allahü Ekber" diyerek (iftitah tekbirinde
olduğu
gibi) ellerini yukarıya kaldırıp sonra aşağıya salıverirler.
Burada
kısa bir süre durulur.

İkinci Tekbir: İkinci defa "Allahü Ekber"

denilerek eller yukarıya kadırılıp yine aşağıya salıverilir ve burada
da
birincide olduğu kadar durulur.

Üçüncü Tekbir: Sonra yine "Allahü Ekber"

denilerek eller yukarıya kaldırılır ve aşağıya salıverilmeden bağlanır.

4) Bundan sonra imam, gizlice "Eûzü-Besmele",
açıktan fatiha ve bir sûre okur. (Cemaat bir şey okumaz, imamı dinler.)

5) Rükû ve secdeler yapılarak ayağa (İkinci
rek'ata)
kalkılır ve eller bağlanır.


İkinci Rek'at:
6) İmam gizlice Besmele, açıktan da fatiha ve
bir
sûre okur. Sûre bitince imam yüksek sesle, cemaat da içinden
(birinci
rek'atta olduğu gibi) üç kere daha tekbir alır, üçüncü
tekbirden
sonra eller bağlanmadan, dördüncü tekbir ile rükûa varılır
sonra da
secdeler yapılarak oturulur.

7) Oturuşta, imam ve cemaat, "Ettehiyyatü,

Allâhümme salli, Allâhümme bârik ve Rabbenâ âtina..."
duasını
okuyarak
önce sağa, sonra sola selâm verip namazı bitirirler. Namazdan
sonra
hutbe okunur.



Kurban Bayramı Namazı

1) "Niyet ettim Allah rızası için kurban
bayramı
namazını kılmaya, uydum imama"
diye niyet edilir.

Niyetten sonrası aynen Ramazan bayramı namazı

gibi kılınır. Namaz bitince hutbe okunur.



Teşrik
Tekbirleri


Kurban bayramı'nda arefe günü sabah
namazından
sonra başlayıp 4. günü ikindi namazının sonunda bitmek üzere
her
farz namazın sonrasında bir defa tekbir getirilir. Bu vaciptir. Bu
getirilen
tekbirlere teşrik tekbiri denir.

"Allahu ekber Allahu ekber lailahe
illallahu
vallahu ekber Allahu ekber velillahil hamd."



Kaza - Teravih - Yolcu Namazları


Kaza Namazı

Bir namazı vaktinde kılmaya "Eda",
vakti
çıktıktan sora kılmaya da "Kaza" denir. Namazı bile bile,
özürsüz
olarak vaktinden sonraya bırakmak büyük günahtır. Namaz, kaza
edilmekle
yerine getirilmiş olur. Ancak vaktinden sonraya bırakıldığı
için
Cenab-ı Haktan af dilemek lâzımdır.

Beş vakit namazın farzları ile vitir namazı
kaza
edilir, vakit çıktıktan sonra sünnetler kaza edilmez. Yalnız sabah
namazını
vaktinde kılamayan kimse, aynı gün büyük kuşluk vaktine kadar
farz
ile birlikte sünneti de kaza eder. Kaza namazı kılmak için belirli
bir
vakit yoktur. Gündüz ve gece her zaman kılınır. Yalnız üç mekruh
vakitte,
yani güneş doğarken, güneş tam tepe noktasında iken ve güneş
batarken
kılınmaz.

Geçmiş
namazları kaza ederken hangi günün
hangi vaktinin namazı olduğunu
bilemezse: "Niyet ettim Allah rızası için
kazaya kalan son sabah
namazının farzını kılmaya" diye niyet eder,
diğer namazlar için de,
kazaya kalan son öğle, son ikindi, son akşam,
son yatsı, son vitir
namazı diye niyet eder.



Teravih
Namazı


Yalnız
Ramazan'da her gün yatsı namazından
sonra kılınır. Ramazan'da
teravih kılmak sünnettir. Teravihten sonra
vitir namazı kılınır.
Teravih namazı 20 rekattir. Yalnız veya cemaatle
kılınabilir. 2
rekatte bir veya 4 rekatte bir selam verilerek
kılınabilir. 2
rekatte bir selam vererek kılmak daha faziletlidir.

Teravih naması 2 rekatta bir selam verilerek
kılındığında
aynen sabah namazının sünneti gibi kılınır. 4 rekatta bir
selam
verilerek kılındığında ikindi namazının sünneti gibi kılınır.



Yolcu Namazı

Onbeş günden az oturmak niyetiyle, yaya veya
orta
yürüyüşte onsekiz saatlik (90 kilometrelik) veya daha uzak
yolculuğa
çıkanlar dinde "YOLCU" sayılır.

90 kilometrelik bu yolculuğu trenle, uçakla,
vapurla
yapanlar da yolcu sayılırlar.

Dinimiz, yolcular için bazı kolaylıklar
göstermiştir.
Şöyle ki:

a)
Yolcular 4 rekatlı farz namazları iki
rekat olarak kılar.

b) Vakitte darlık varsa sünnetler
kılınmayabilir.

c) Ramazanda dilerlerse ramazan oruçlarını
tutmayıp
bir başka zamana bırakabilirler.

d) Ayaklarına giydikleri "Mest"e 3 gün süre
ile
(72 saat) meshedebilirler.

Dinimizde güçlük yoktur. Yüce Allah'a ibadeti

gücümüz yettiğince yaparız. Yolculara, hastalara ve özürlülere tanınan
kolaylıklar
bu sebeptendir.


Beş vakit namazdan:

l. Sabah Namazı, dört rekattır.
Ikisi
kuvvetli sünnet, ikisi de farzdır. Önce sünneti sonra farzı
kılınır.


2. Ögle
Namazı on rekattır. Dördü ilk
sünneti, dördü farzı, ikisi de son
sünnetidir. Önce dörtlü sünneti,
sonra farzı, sonra da ikili sünneti
kılınır. Sünnetleri kuvvetli
sünnettir.


3.Ikindi Namazı sekizrekattır. Dördü sünneti,

dördü de farzıdır. Önce sünneti kılınır. Farzından sonra sünnet ya da
nafile
kılınmaz. Sünneti devamlı kılınan sünnetlerden değildir. Ancak
kılanlara
Peygamberimiz, merhamet duâsında bulunmuştur. (Tirmizî, salat
207 ;
Müsned N/117.)


4.Akşam
Namazı beş rekattır. Ikisi sünneti,
üçü de farzıdır. Önce farzı
sonra sünneti kılınır. Sünneti güçlü
sünnetlerdendir.


5.Yatsı Namazı on rekattır. Vitir
de
genellikle yatsı ile kılındığı için onüç rekat sayılır. Dördü ilk

sünneti, dördü farzı, ikisi son sünneti, üçü de vitirdir. Önce
dörtlü
sünneti, sonra farzı, sonra ikili sünneti, sonra da vitir
kılınır. Ilk
sünneti, ikindinin sünneti gibidir, son sünneti, güçlü
sünnetlerdendir.


Genel
kural olarak ikili sünnetler, dörtlü
sünnetlerden daha güçlüdür.


Vacip namazlar; -yukarıda da
denildiği gibi-
her mükellefe vacipolan vitir namazı ile, sadece
erkeklere vacipolan
bayram namazlarıdır.


Sünnet Namazları deyince, öncelikle beş vakit

namazla beraber kılınan sünnetler akla gelir. Bunların güçlü olan ve
olmayanlarına
üç önceki maddede değindik. Ramazanda kılınan Teravih
Namazı da
güçlü sünnetlerdendir.


Ayrıca Küsûf ve Hüsûf Namazı, yani; Güneş ve
Ay
tutulduğunda kılınan namaz da güçlü sünnetlerdendir. Güneş ve Ay
tutulduğunda
namaz kılmak, tutulmanın kalkması için değil, Dünyayı, Ayı
ve
Güneşi tesbih taneleri gibi çeviren Allah'ın gücünü hatırlattıkları
içindir.
Hattâ deprem, şiddetli rüzgâr, sürekli yağmur, ya da yağmurun
yagmaması,
yıldırım ve salgın hastalık zamanlarında da aynı gaye ile
namaz
kılmak sünnettir.


Farz, vacip ve sünnetlerin dışında kalan
namazların
en güçlü olanı ve insanı Allah'a en çok yaklaştıranı, gece
kalkılarak
kılınan "Teheccüd Namazı" dir. Ya da nafileyi sünnetlerden
ayırırsak,
en güçlü ve önemli nafile, Teheccüd Namazı'dir diyebiliriz.
Ancak
farzların dışında kalan bütün namazlara "Nafile Namaz" da
denir."Nafile"
dilimizde olduğu gibi "boşuna" anlamına değil, "gerekli
olana
ilave" anlamındadır.


Teheccüd'ün
dışındaki nafile
namazlar:


1. Mescidlere girildiğinde Mescidi Selâmlama
Namazı.


2. Abdest alındığında daha
ıslaklığı
kurumadan iki rekat Abdest Sükrü Namazı.


3. Kuşluk vaktinde dört ya da fazla
rekat
olarak kılınan Duha Namazı.


4. Bir işi yapmakla yapmamak arasında
tereddüt
edildiğinde, iki rekat olarak kılınan "hayırlı olana isteme"
anlamında
"Istihare Namazı".


5. Bir ihtiyacı ve arzusunun giderilmesi
için, iki
rekat olarak kılınan, "Allah'tan yardım dileme" anlamında
"Istiâne"
ya da "Hâcet Namazı".


6. Dört rekat olarak kılınan "Tesbih Namazı".

7. Akşam namazından sonra kılınan
altı rekat
"Evvâbin Namazı"... gibi namazlardır. Mükellefler bunları
kılmak zorunda
değildir. Ancak kulluğu ispatlamanın en az şartı
farz namazlardır.
Nafileler ise insanın Allah'a yakınlaşmasını
sağlarlar.


(bk.
Buharî, rikâk 38; Müsned VI/256.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:08 am

CUMA NAMAZININ KILINIŞI:

16
rek'attır. 4 rek'at ilk sünnet, 2 rek'at farz, 4 rek'at son sünnet, 4
rek'at âhır zuhur, 2 rek'at vaktin sünneti

4
Rek'at ilk sünnetin kılınışı


1. Rek'at

-
Niyet edilir
- Tekbîr getirilir
- Sübhâneke okunur
- Eûzü
Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a
eğilinir
- Secdeye gidilir
İkinci rek'ata kalkılır

2. Rek'at

- Besmele çekilir
- Fatihâ okunur
-
Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
-
Oturulur (ilk oturuş)
- Ettehıyyâtü okunur.
Üçüncü rek'at için
ayağa kalkılır

3. Rek'at

-
Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a
eğilinir
- Secdeye gidilir
Dördüncü rek'at için ayağa kalkılır

4. Rek'at

- Besmele çekilir
- Fâtiha
okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a gidilir
- Secde yapılır
-
Oturulur.(son oturuş)
- Ettehıyyâtü okunur
- Salli Bârik okunur.
-
Rabbenâ âtina okunur
- Selâm verilir
Allahümme entesselâmı ...
denip imamın farzı kıldırması beklenir.

Müezzin iç ezan okur.
Sonra imam hutbeye çıkar. Hutbeden inince müezzin
kâmet getirir.
Cemaatle farz kılınır.

2 Rek'at farzın kılınışı


1. Rek'at

- Tekbîr getirir
- Sübhaneke
okunur
- Ayakta birşey okumadan imam dinlenir, sonra imamla, rüku,
secde
yapılıp ikinci rek'ate kalkılır.

2.
Rek'at


İkinci rek'atte de birşey okumadan imam dinlenir.
sonra imamla
beraber,rükü secde yapılıp oturulur.
- Ettehıyyâtü
okunur.
- Salli bârik okunur.
- Rabbenâ âtinâ ... duâsı okunur.
-
İmamla beraber selâm verilir.
Dört rek'at son sünnet kılmak üzere
ayağa kalkılır.

4. rek'at son sünnetin kılınışı

1. Rek'at

- Niyet edilir.
- Sübhaneke
okunur
- Fâtiha okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
-
Secdeye gidilir
İkinci rek'at için ayağa kalkılır

2. Rek'at

- Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
-
Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
-
Oturulur (ilk oturuş)
- Ettehiyyâtü okunur
Üçüncü rek'at için
ayağa kalkılır

3. Rek'at

-
Besmele çekilir
- Fâtiha okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a
eğilinir
- Secdeye gidilir
Dördüncü rek'at için ayağa kalkılır

4. Rek'at

- Besmele çekilir
- Fâtihâ
okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rüku'ye eğilinir
- Secdeye
gidilir
- Oturulur
- Ettehıyyâtü okunur
- Salli barik okunur
-
Rabbenâ âtina duâsı okunur
- Selâm verilir

Allahümme
entesselâmü... dedikten sonra, âhir zuhur namazını kılmak için

kalkılır..

4 rek'at âhır zuhurun kılınışı

1. Rek'at

- Ahir zuhur namazını kılmaya niyet
edilir.
- Sübhaneke okunur
- Fâtiha okunur
- Zamm-ı sûre
okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
İkinci rek'at için
ayağa kalkılır

2. Rek'at


-
Besmele çekilir
- Fâtiha okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a
eğilinir
- Secdeye gidilir
- Oturulur (ilk oturuş)
-
Ettehiyyâtü okunur
Üçüncü rek'at için ayağa kalkılır

3. Rek'at


- Besmele çekilir
- Fâtiha
okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
Dördüncü rek'at için
ayağa kalkılır.

4. Rek'at

-
Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Rüku yapılır
- Secde yapılır
-
Oturulur (Son oturuş)
- Ettehıyyâtü okunur
- Salli bârik okunur
-
Rabbenâ âtina duâsı okunur
- Selâm verilir

Allahümme
Entesselamü... denir. Sonra vaktin sünneti için ayağa
kalkılır.

2 rek'at vaktin sünneti namazının kılınışı

1. Rek'at


-
Niyet edilir
- Tekbîr getirilir
- Sübhâneke okunur
- Eûzü
Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a
eğilinir
- Secdeye gidilir
İkinci rek'at için ayağa kalkılır

2. Rek'at

- Besmele çekilir
- Fâtihâ
okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rüku'ye eğilinir
- Secdeye
gidilir
- Oturulur
- Ettehıyyâtü okunur
- Salli barik okunur
-
Rabbenâ âtina duâsı okunur
- Selâm verilir

Allahümme
entesselâmü... dedikten sonra, üç defa istigfâr söylenip,
Ayet-el
Kürsi okunup, tesbih çekilir ve duâ edilerek cuma namazı
tamamlanmış
olur.



Bir mü’minin vefât ettiğini, haber alan erkeklere,
erkek yoksa,
kadınlara cenâze namazı farz-ı kifâyedir. Cenaze
namazı, Allah için
namaz ve ölen kimse için duâdır. Ehemiyyet
vermeyenin îmânı gider.
Cenâze namazının şartları

1- Meyyit
yani ölü müslüman olmalıdır.

2- Yıkanmış olmalıdır. Yıkanmadan
gömülen, üzerine toprak atılmamış ise,
çıkarılıp yıkanır, sonra
namazı kılınır. Cenâzenin ve imâmın bulunduğu
yerin temiz olması
lâzımdır.

3- Cenâzenin veya bedenin yarısı ile, başının veya
başsız yarıdan fazla
bedenin, imâmın önünde bulunması lâzımdır.

4-
Cenâze, yerde veya yere yakın, ellerle tutulmuş veya taşa konmuş
olmalıdır.
Cenâzenin başı, imâmın sağına, ayağı soluna gelecektir.
Tersine
koymak günahtır.

5- Cenâze imâmın önünde hazır olmalıdır.

Cenâze
Namazının Farzları

1- Dört kere tekbîr getirmektir.

2-
Ayakta kılmaktır.

Cenâze Namazının Sünnetleri

1- Sübhâneke
okumak,

2- Salevât yani Allahümme Salli ve Bârik okumak,

3-
Kendine ve meyyite ve bütün müslümanlara af ve mağfiret için
bildirilmiş
olan duâlardan bildiğini okumak.

Cenâze namazı, câmi içerisinde
kılınmaz.

Canlı olarak doğduktan sonra ölen çocuğun ismi konur,
yıkanır,
kefenlenir, namazı kılınır.

Cenâze taşınacağı zaman,
tabutun dört kolundan tutulur. Önce cenâzenin
baş tarafı sağ omuza,
sonra ayak tarafı sağ omuza, sonra baştarafı sol
omuza, sonra ayak
tarafı sol omuza konmak suretiyle her birinde onar
adım taşınır.
Kabire varıldığı zaman cenâze omuzlardan yere
indirilmedikçe
oturulmaz. Defnedilirken işi olmıyanlar otururlar.

Cenâze
namazı nasıl kılınır


Cenâze namazının dört tekbîrinden
her biri, bir rek’at gibidir. Dört
tekbîrin yalnız birincisinde
eller kulaklara kaldırılır. Sonraki üç
tekbîrde eller kaldırılmaz.

1-
Önce niyet edilip ilk tekbîr alınıp, iki el bağlanınca “Sübhâneke”
okunur
ve okunurken “vecelle senâüke” de denir. Fâtiha okunmaz.

2-
İkinci tekbîrden sonra, teşehhüdde otururken okunan (salevât)lar,
ya’nî
(Allahümme salli) ve (Bârik) duâları okunur.

3- Üçüncü tekbîrden
sonra, cenâze duâsı okunur. Cenâze duâsı yerine
“Rabbenâ âtinâ...”
veya yalnız “Allahümmağfir leh” demek veya duâ
niyetiyle “Fâtiha-i
şerîfeyi” okumak da olur.

4- Dördüncü tekbîrden sonra, hemen sağa
ve sonra sola selâm verilir.
Selâm verirken, cenâzeye ve cemâate
niyet edilir.

İmâm yalnız dört tekbîri ve iki omuza selâmı,
yüksek sesle söyler,
diğerlerini içinden okur.

Cenaze namazı,
kılındıktan sonra, tabutun yanında duâ etmek câiz
değildir. Mekrûh
olur.


TERAVİH NAMAZININ KILINIŞI:


20
rek'attır.

Terâvih namazı erkek ve kadınlar için sünnettir.
Yirmi rek’attir.
Ramazan-ı şerîfin her gecesinde kılınır. Cemaat ile
kılınması sünnet-i
kifâyedir. Vakti yatsı namazından sonra ve
vitrden öncedir. Vitirden
sonra da kılınabilir. Meselâ, Terâvih
namazının bir kısmına yetişip,
imâmla vitr namazını kılan kimse,
terâvih namazından, yetişip kılamadığı
rek’atları, vitirden sonra
kılar. Vitir namazı, yalnız Ramazan ayında
cemâat ile kılınır.
Kılınmayan
terâvih namazı kaza edilmez. Kaza edilirse, nâfile olur.
Terâvih
olmaz.

Terâvih nasıl kılınır


Terâvih
namazını ikişer rek’at olmak üzere, on selâmla ve her dört
rek’at
sonunda bekleyip tesbîh yaparak kılmak müstehabdır. Terâvih
namazı
cemâatsiz yalnız olarak kılındığında; iki rekatte bir selam
verildiğinde
sabah namazının sünneti gibi, dört rek'atte bir selam
verildiğinde
ikindi namazının sünneti gibi kılınır. Cemâatle dört
rekatte bir
selam verilerek kılındığında, ikindi ve yatsı namazlarının
ilk dört
rek'atlık sünneti gibi kılınır, ya’ni ilk oturuşta salli barik
okunur,
üçüncü rekatte kalkıldığında sübhaneke okunur. Kaza borcu olan,
boş
zamanlarında, beş vaktin sünnetleri ve terâvih yerine de kaza kılıp,
bir ân önce, kazaları bitirip, bu namazları kılmağa başlamalıdır.

Terâvih
namazı câmi’de cemâat ile kılınınca, başkaları evde yalnız
kılabilir,
günâh olmaz. Fakat câmideki cemâat sevabından mahrûm kalır.
Evde,
bir veya birkaç kişi ile cemâat ile kılarsa, yalnız kılmaktan
yirmiyedi
kat fazla sevab kazanır. terâvih namazına bir defa niyet etmek
kafi
ise de her iftitâh tekbîrinde niyet etmek daha iyidir. Yatsıyı
cemâatle
kılmıyanlar, terâvihi cemâat ile kılamaz. Yatsıyı cemâat ile
kılmıyan
bir kimse, farzı yalnız kılıp, sonra terâvihi cemâat ile
kılabilir.


BAYRAM NAMAZLARI


Şevval ayının birinci
günü fıtır, ya’nî Ramazan bayramının, Zilhiccenin
onuncu günü ise,
Kurban bayramının birinci günleridir. Bu iki günde,
güneş doğduktan
sonra, iki rek’at bayram namazı kılmak, erkeklere
vâcibdir.

Bayram
namazlarının şartları, Cuma namazının şartları gibidir. Fakat,
burada
hutbe sünnettir ve namazdan sonra okunur.

Ramazan bayramında
namazdan önce tatlı [hurma veya şeker] yimek, gusül
etmek, misvak
kullanmak, en iyi elbiseleri giymek, fıtrayı namazdan önce
vermek,
yolda yavaşça tekbîr okumak müstehabdır.

Kurban bayramı
namazından önce bir şey yimemek, namazdan sonra önce
kurban eti
yimek, namaza giderken yüksek sesle, özrü olan yavaşça tekbîr

getirmek müstehabdır.

Bayram namazları iki rek’attir. Cemâat ile
kılınır, yalnız kılınmaz.
Ramazan ve Kurban bayramı namazlarının
kılınışı aynıdır.

Bayram Namazı Nasıl Kılınır


1-
Önce “Niyet ettim vâcib olan bayram namazını kılmağa, uydum hazır
olan
imâma” diye niyet ederek, namaza durulur. Sonra “Sübhâneke” okunur.

2-
Sübhânekeden sonra eller üç defa tekbîr getirerek kulaklara
kaldırılıp,
birinci ve ikincisinde iki yana bırakılır. Üçüncüsünde,
göbek
altına bağlanır. İmâm önce Fâtiha, sonra bir sûre okur ve
beraberce
rükû’a eğilinir.

3- İkinci rek’atta, önce Fâtiha ve bir sûre
okunur. Sonra iki el üç defa
tekbîr getirerek kaldırılır. Üçüncüde
de yanlara bırakılır. Dördüncü
tekbîrde elleri kulaklara
kaldırmayıp, rükû’a eğilinir. Kısaca: iki
salla, bir bağla, üç
salla, bir eğil! diye ezberlenir.

Teşrik
Tekbîrleri


Kurban Bayramının arefesi günü, sabah
namazından, dördüncü günü ikindi
namazına kadar, hacıların ve hacca
gitmeyenlerin, erkek, kadın herkesin,
cemâat ile kılsın, yalnız
kılsın, farz namazından sonra selâm verir
vermez, bir kere “Teşrîk
tekbîr”ini okuması vâcibdir.

Cenaze namazından sonra okunmaz.
Camiden çıktıktan sonra veya
konuştuktan sonra, okumak lâzım
değildir.

İmâm tekbîri unutursa, cemâat terk etmez. Erkekler,
yüksek sesle
okuyabilir. Kadınlar yavaş söyler.

Teşrik
Tekbîri:

“ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER. LÂ İLÂHE İLLALLAHÜ VALLAHÜ
EKBER. ALLAHÜ
EKBER VE LİLLÂHİLHAMD”.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:09 am

"Namaz tevâzudur, yalvarmadır, günahtan

pişmanlıktır ve ellerini kaldırıp “Allah’ım!” diye yakarmadır. Kim
böyle
yapmazsa namazı eksiktir.”
( Tirmizi, Salat, 166)

Namaz duâdır. Namaz kılan bütün organlarıyla
Allah’a
duâ ederken âzâları âdetâ dil kesilir. Kul, bütün âzâlarının
katıldığı
bir lisan ile gönülden duâ edince duâsına icâbet edilmesi bir
vaad-i
ilâhîdir.
Nitekim Allah Teâlâ “Bana

duâ edin ki Ben duânıza icâbet edeyim.”
(Gafir, 40/60)
buyurmaktadır.
Bu âyet-i kerimede mutlak bir duâ emri var. Mutlak emir,
gönülden
duânın, şartsız kabûlüne delildir.

Kime duâ ettiğinin şuûrunda
olan bir kul, duâ edince perdeler açılır ve
dileği yerine getirilmek
üzere “divân-ı ilâhî” ye iletilir.

Tasavvuf ricâline göre namaz
divân-ı ilâhîde durmaktır. Nitekim Cüneyd
Bağdâdî’ye sordular:

-
Namazın farzı nedir? O şu karşılığı verdi:

-Dünya
ile bağları koparmak, dikkati toplayarak
divân-ı ilâhîde durmak. Bu
sözün anlamı şudur: Namazda beden seccâdede,
akıl divân-ı ilâhîde
olmalı, kalb huşû, âzâlar huzû ve huzûr ile dolmalı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:09 am

EVVABİN
NAMAZI


Akşam namazından sonra kılınan
sünnet-müstehap olan altı rekatlık namaz.


Evvabin kelimesi
"evvab" kelimesinin çoğuludur. Evvab, işlediği bir
günahtan hemen
tevbe ve istiğfar eden demektir. Tevbe ve istiğfar
edenlerin namazı
demek olan "evvabin namazı" bir çok hadiste çok sevaplı
olduğu
bildirilip teşvik edilen, altı rekatlık nafile namaz olup, akşam

namazından sonra kılınır.

Bu konuda, Ebu Hureyre (ra)den
nakledilen bir hadiste, Peygamberimiz
(sav) şöyle buyurmuştur: "Kim
akşam namazından sonra aralarında kötü bir
şey konuşaksızın altı
rekat namaz kılarsa, (kıldığı bu altı rekatlık
namaz) onun için on
iki senelik ibadete denk kılınır." (Tirmizi-Salat,
431)

Ayrıca
Peygamberimiz (sav)in, akşam namazından sonra altı rekat nafile
namaz
kıldığı ve "Her kim akşam namazından sonra altı rekat nafile namaz

kılarsa, denizlerin köpükleri kadar olsa bile günahları affedilir."
dediği
nakledilmektedir. (Heysemi, Mecmeuz Zevaid, II, 230; Şevkani,
III,
64. Her iki kaynakta Taberaniden nakleder.)

Konuyla ilgili hadis
kitaplarında yer alan rivayetlerde bazılarında,
Peygamberimiz (sav)
in akşam namazından sonra dört rekat kıldığı ve
kılmayı teşvik
ettiği de yer almaktadır. (Heysemi, Mecmeuz Zevaid, II,
230;
Şevkani, III, 64. Her iki kaynakta Taberaniden nakleder.)
Hanefilerden,
evvabin namazı, (akşam namazından sonraki namaz), akşam
namazının
iki rekat müekked sünnetiyle birlikte altı rekat olduğunu
söyleyenler,
bu rivayeti esas almaktadırlar.

Mezhebde tercihe şayan görüşe
göre, bu namaz, akşam namazının müekked
sünnetinin dışında altı
rekatlık bir namaz olup, Hanefi alimleri, bu
namazın kaç selamla
kılınmasının daha faziletli olacağı konusunda
ihtilaf etmişlerdir.
Bazıları, altı rekatın tümünün bir selamla
kılınmasını daha
faziletli görürken, bazısı iki selamla, bazısı da üç
selamla
kılınmasının daha faziletli olacağını söylemişlerdir.

Niyet
ettim Allah rızası için evvabin namazını kılmaya şeklinde niyet
edilebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:09 am

namazla ilgili konuları burda birleştirdim

herkes
daha rahat ulaşsın



Konuyu sabitliyorum

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Dualar






(Sübhâneke)

Sübhânekellâhümme
ve bi
hamdik ve tebârakesmük ve teâlâ ceddük (ve celle senâük) ve lâ
ilâhe
gayrük.




Namazlarda ayakta iken okunur.
Okunduğu yerler:
1) Her namazın ilk rek'atinde iftitah tekbirinden
sonra,

2) İkindi namazının
sünnetinde üçüncü rek'ate
kalkınca fatihadan önce,

3) Yatsı namazının ilk sünnetinde üçüncü rek'ate
kalkınca
fatihadan önce,

4)
Teravih namazı dört rek'atte bir selâm
verilerek kılınıyorsa üçüncü
rek'ate kalkıldığı zaman fatihadan önce.

5) Cenaze namazında birinci tekbirden sonra.









Anlamı:
Allahım! Sen eksik sıfatlardan pak ve
uzaksın. Seni daima böyle
tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir.
Varlığın her şeyden
üstündür. Senden başka tanrı yoktur.
NOT:
Parantez içindeki "Ve celle
senâük" cümlesi cenaze namazında okunur
.









(Ettehiyyâtü)


Ettehıyyâtü
lillâhi
vessalevâtü vettayyibât. Esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü ve
rahmetullâhi
ve berekâtüh, Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn.
Eşhedü en
lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh.



Anlamı: Dil
ile,
beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah'a dır. Ey Peygamber!
Allah'ın selâmı, rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun.








Selâm bizim
üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları
üzerine olsun.
Şahitlik ederim ki,
Allah'tan
başka tanrı yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Muhammed,
O'nun kulu ve
Peygamberidir









Okunduğu
yerler:[/size]

Namazların her oturuşunda okunur.


(Allahümme
Salli)


Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ
İbrâhime
ve alâ âli İbrâhim. İnneke hamîdün mecîd


[b]Anlamı:
Allahım! Muhammed'e ve
Muhammed'in ümmetine rahmet eyle; şerefini
yücelt. İbrahim'e ve
İbrahim'in ümmetine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz
övülmeye lâyık
yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin



(Allahümme
Bârik)


Allahümme bârik alâ Muhammedin
ve
alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrâhime ve alâ âli İbrâhim.
İnneke
hamîdün mecîd.


Anlamı:
Allahım!
Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine hayır ve bereket ver.
İbrahim'e ve
İbrahim'in ümmetine verdiğin gibi. Şüphesiz övülmeye
lâyık yalnız
sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.


Okunduğu
yerler:


1- Bütün
namazların son
oturuşlarında Ettehıyyâtü'den sonra,

2- İkindi namazının sünneti ile
yatsının ilk sünnetinin
birinci oturuşunda Ettehıyyâtü'den sonra.

3- Cenâze namazında ikinci
tekbîrden sonra


(Rabbenâ
âtina)



Rabbenâ
âtinâ fid’dünyâ haseneten ve fil’âhıreti haseneten ve kınâ azâbennâr.

Anlamı: Allahım! Bize
dünyada iyilik ve
güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi
ateş azabından koru



(Rabbenâğfirlî)

Rabbenâğfirlî
ve li-vâlideyye
ve lil-Mü’minine yevme yekûmü’l hisâb.



ANLAMI:Ey bizim Rabbimiz!
Beni, anamı ve babamı ve
bütün mü’minleri hesap gününde (herkesin
sorguya çekileceği günde)
bağışla.



Okunduğu

yerler:


1-
Namazlardaki
oturuşlarda Allahümme salli ve Allahümme Bârik'ten
sonra,

2- Kunut dûasını
bilmeyen, vitir
namazında onun yerine “Rabbenâ âtinâ” âyetini
okuyabilir.

3- Cenâze
namazında üçüncü
tekbîrden sonra okunacak duâları bilmeyen, bunların
yerine yine “Rabbenâ
âtinâ” ayetini duâ niyetiyle okuyabilir.


(Kunut Duâları)

Allahümme innâ
nesteînüke ve nestagfirüke ve
nestehdîke ve nü’minü bike ve netûbü
ileyk. Ve netevekkelü aleyke ve
nüsnî aleykel-hayra küllehü
neşküruke ve lâ nekfüruke ve nahleu ve
netrukü men yefcüruk.



Anlamı:
Allahım! Senden yardım
isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı
olduğun şeylere
hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe
ederiz. Sana
güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek seni hayır
ile
öğeriz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkâr etmez ve onları
başkasından
bilmeyiz. Nimetlerini inkâr eden ve sana karşı geleni
bırakırız.



Allahümme iyyâke
na’büdü ve leke nüsallî
ve nescüdü ve ileyke nes’â ve nahfidü nercû
rahmeteke ve nahşâ
azâbeke inne azâbeke bilküffâri mülhık.



Allahım! Biz
yalnız sana kulluk
ederiz. Namazı yalnız senin için kılarız, ancak sana
secde ederiz.
Yalnız sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya
çalışırız.
İbadetlerini sevinçle yaparız. Rahmetinin devamını ve
çoğalmasını
dileriz. Azabından korkarız, şüphesiz senin azabın kâfirlere
ve
inançsızlara ulaşır
.


okunduğu yerler:


Vitir
namazının üçüncü rek’atinde Fâtiha ve sûre okunduktan sonra eller
yukarı
kaldırılıp tekbîr alınır ve eller tekrar bağlanınca Kunut dûaları

okunur.



SÛRELER


(Fâtiha Sûresi)


Elhamdü lillâhi
rabbil’âlemîn.
Errahmânirrahîm. Mâliki yevmiddîn. İyyâke na’büdü ve
iyyâke
neste’în. İhdinas-sırâtal müstekîm. Sırâtallezîne en’amte aleyhim

gayrilmagdûbi aleyhim ve leddâllîn.Amin




MÂNÂSI

Hamd (övmek, övülmek); O, âlemlerin

Rabbi, O Rahmân, Rahîm, O, âhiret gününün mâliki Allâh'ın (hakkı) dır.
O'na
mahsustur. İlâhi! Yalnız Sana ibâdet ve kulluk ederiz, sade Sen'den
yardım dileriz. Bizi doğru yola hidâyet eyle. Kendilerine bol bol nîmet
verdiğin bahtiyarların yoluna, ki onlar ne azıp sapmış, ne de gazabına
uğramışlardır.
(Duâmızı kabul eyle Allâh'ım!)


okunduğu yerler
Beş vakit namazın her rek'atında
bu sûreyi
okumak vâciptir. Bu bakımdan her namaz kılan müslüman, bu
sûreyi
günde kırk kere, hiç değilse on yedi kere okuyacak demektir.


(Fil
Sûresi)



Elem tera keyfe fe’ale rabbüke
bieshâbilfîl. Elem
yec’al keydehüm fî tadlîl. Ve ersele aleyhim
tayran ebâbîl. Termîhim
bihicâratin min siccîl. Fece’alehüm ke’asfin
me’kûl.




MÂNÂSI
Görmedin
mi, nasıl etti Rabbın Fil
sahiplerine? Fendlerini, tedbirlerini
(kötü düşüncelerini) bozup
büsbütün perişan kılmadı mı? Üzerlerine
sert taşlarla atış eden, sürü
sürü kuşlar saldı da, hemen onları bir
yenik hasıl (güve yiyip tanesiz
kalmış ekin yaprağı, saman) gibi
kılıverdi.


(Kureyş
Sûresi)


Liîlâfi Kureyşin. Îlâfihim
rihleteşşitâi vessayf.
Felya’büdû rabbe hâzelbeyt. Ellezî et’amehüm
min cû’in ve âmenehüm min
havf.


MÂNÂSI
Kureyş'in
birbirleriyle veya başkalariyle andlaşması,
anlaşması için; hele
yaz ve kış seferlerine (faydalandıkları) andlaşması
için, onlar
(Kureyş) bundan böyle bu evin (Kâbe'nin) sahibine (Allâh'a)
ibâdet
etsinler; - O (sahip) ki, onları büyük bir açlıktan kurtardı ve
müthiş
bir korkudan emin kıldı.


(Mâûn
Sûresi)


Era eytellezî
yükezzibü biddîn. Fezâlikellezî,
yedu’ulyetîm ve lâ yehuddu alâ
ta’âmilmiskîn. Feveylün lilmusallîn.
Ellezîne hüm an salâtihim
sâhûn. El-lezîne hüm yürâûne. Ve
yemne’ûnelmâûn.



MÂNÂSI
Gördün mü o, dîne (ceza gününe ve
âhirete)
inanmayanı? İşte hak dîne ve ceza gününe inanmayan, o kimsedir
ki:
Öksüzü itip kakar, çâresizin ve yoksulun yiyeceğine dair teşvikte
bulunmaz;
ne kendisi doyurur, ne de başkalarının doyurması için kayırır.
Vay o
namaz kılanların haline ki, onlar namazlarını gereği gibi ciddî
bir
vazife olarak yapmazlar. Onlar ki gösteriş için yaparlar ve
yardımlığı
sakınırlar (kimseye bir damla şey vermek istemezler.)



(Kevser
Sûresi)


İnnâ
e’taynâkelkevser. Fesalli lirabbike venhar.
İnne şânieke
hüvel’ebter.



MÂNÂSI
Biz verdik
sana (Yâ Muhammed)
hakikatte Kevser. Sen de Rabbın için namaz kıl ve
kurban da kesiver.
Doğrusu, asıl ebter sana buğz eden (hınç
besleyen, diş bileyen) in
kendisidir.


(Kâfirûn
Sûresi)


Kul
yâ eyyühelkâfirûn. Lâ a’büdü mâ ta’büdûn. Ve
lâ entüm âbidûne mâ
a’büd. Ve lâ ene âbidün mâ abedtüm. Ve lâ entüm
âbidûne mâ a’büd.
Leküm dînüküm veliye dîn.



MÂNÂSI
De ki: Ey kâfirler! Tapmam o
taptıklarınıza.
Siz de tapanlardan değilsiniz benim Mabudum (Allah)'a.
Hem ben
tapıcı değilim sizin taptıklarınıza. Hem de siz tapıcı
değilsiniz
benim ibâdet ettiğim (Allah)'a. Size dîniniz, bana da dînim.



(Nasr
Sûresi)


İzâ câe nasrullahi velfeth. Ve
raeytennâse
yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ. Fesebbih bihamdi rabbike
vestagfirh,
İnnehü kâne tevvâbâ.


MÂNÂSI
Allâh'ın (vaad eylediği) yardımı
geldiği ve
zafer kazanıldığı (Mekke'nin fethi ile İslâm'a fütûhat
kapılarının
açıldığı); ve insanların fevç fevç, küme küme Allâh'ın
dînine
girdiklerini gördüğün zaman artık Rabbını överek şanını yücelt ve

Allâh'tan mağfiret iste. Çünkü O, tövbe ile kendisine dönenleri kabul
eder.


(Tebbet
Sûresi)


Tebbet
yedâ ebî lehebin ve tebbe. Mâ agnâ anhü
mâlühû ve mâ keseb. Seyaslâ
nâren zâte leheb. Vemraetühû
hammâletelhatab. Fî cîdihâ hablün min
mesed.



MÂNÂSI

Ebû Leheb'in iki eli kurudu,
kendisi
de (helâk oldu!). Ne malı fayda verdi ona, ne de kazandığı. O,
(dünyada
benzeri görülmemiş) bir alevli ateşe yaslanacak. Gerdanında
hurma
liflerinden bükülmüş bir iple odun taşıyan karısı da!



(İhlâs
Sûresi)


Kul
hüvallâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem
yûled. Ve lem yekün
lehû küfüven ehad.


MÂNÂSI
De ki: O,
Allah, birdir. Allah,
her yönden eksiksizdir ve her dileğin
merciidir, her şey kendisine
muhtâc olan Şanlı, Uludur. O, doğurmadı
ve doğurulmadı. O'na hiçbir şey
denk de olmadı.


(Âyet-el
Kürsî)


Allahü
lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ
te’huzühû sinetün ve lâ nevm.
Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil erd.
Menzellezî yeşfeu indehû illâ
biiznihi. ya’lemü mâ beyne eydîhim vemâ
halfehüm velâ yühîtûne
bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe vesia
kürsiyyühüssemâvâti vel erd.
Velâ yeûdühü hıfzuhumâ ve hüvel aliyyül
azîm.




Allâh, O
Allâh'dır. O yegâne hak mâbuddur ki O'ndan
başka İlâh yok, yalnız O;
daima yaşayan, duran, tutan, her an bütün
hilkat üzerinde hâkim, Hayy ü
Kayyum ancak O'dur. Ne gaflet basar
O'nu, ne uyku. Göklerde, yerde ne
varsa hepsi O'nundur.


Kimin
haddine
ki izni olmaksızın O'nun yanında şefaat edebilsin? Allah
yarattıklarının
işlediklerini, işleyenlerini, geçmişlerini,
geleceklerini bilir.
Onlar ise O'nun bildiklerinden yalnız dilediği
kadarını
kavrayabilir; başka bir şey bilemezler. O'nun kürsüsü, ilmi
bütün
gökleri ve yeri kucaklamıştır ve bunların koruyuculuğu, bunları
görüp
gözetmek kendisine bir ağırlık da vermez.

O, öyle Ulu,
öyle büyük ve yücedir…



(Felâk
Sûresi)


Kul e’ûzü birabbilfelak. Min
şerri mâ halak. Ve
min şerri gâsikın izâ vekab. Ve min
şerrinneffâsâti fil’ukad. Ve min
şerri hâsidin izâ hased.



MÂNÂSI

De ki: Yaratılmışların şerrinden,
karanlık
çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfleyenlerin
şerrinden ve
haset edenin, içindeki hasedini dışarıya vurduğu vakit,
şerrinden;
şafak aydınlığının Rabbine (Allâh'a) sığınırım.

(Nâs Sûresi)

Kul
e’ûzü birabbinnâsi. Melikinnâsi. İlâhinnâs.
Min
şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi. Minelcinneti
vennâs.


MÂNÂSI
"De ki: Sığınırım Rabb'ına nâsın.
Melikine
nâsın. İlâhına nâsın; şerrinden o sinsi vesvâsın. Ki, fiskos
eder
sinelerinde (1) nâsın; gerek cinden (olsun o sinsi) gerekse
insden."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:10 am

NAMAZ ÇEŞİTLERİ:


1-Farz Namazlar: Beş vakit
namaz, Cuma namazı ve
cenaze namazıdır.

2-Vacib
Namazlar: Vitir namazı, bayram namazları,
adak
olan namaz ve başlanıp yarıda kalan nafile namazlardır. Kazaya
kalan
vitiri, kaza etmek de vâcibtir.

3-Nafile Namazlar: Beş vakit
namazın
sünnetleri, teravih namazı ve sevap kazanmak niyeti ile kılınan
teheccüd,
tehıyyatülmescid, işrâk, duhâ, evvabîn, istihare, tesbih
namazları
gibi namazlardır.

NAMAZIN FARZLARI

Farz
ALLAHU TEALANIN yapılmasını
istediği kesin emridir.Bir ibadetin
farzları yerine getirilmedikçe o
ibadet doğru olmaz.Namaz
kılarken.on iki şartı yerine getirmek
farzdır.Bu farzların yedisi
Namazın dışında,beşide içindedir.Dışındaki
farzlara ''Şartlar'' denir,içindekilere

de ''Rükünler'' denir.

Namazın Şartları(Dışındaki Farzlar)



1-
Hadesten taharet: Abdestsiz olanın abdest alması, cünüp olanın da
gusül
etmesidir.


2- Necasetten taharet: Namaz kılanın, vücûdunu,
elbisesini ve namaz
kılacağı yeri, kaba ve hafif necasetten yâni
dînimizde pis sayılan
şeylerden temizlemektir. (Meselâ; kan, idrar,
alkol gibi maddeler,
dînimizde pis sayılmaktadır).


3-
Setr-i avret: Avret yerini örtmek demektir. Örtünmek, Allahü teâlânın
emridir. Mükellef olan insanın, namaz kılarken açması veya her zaman
başkasına
göstermesi ve başkasının da bakması haram olan yerlerine
"Avret
mahalli" denir. Erkeğin avret yeri, göbeğinden dizi altına
kadardır.
Kadınların ise, yüz ve ellerinden başka her yeri avrettir.


4-
İstikbâl-i kıble: Namaza dururken kıbleye dönmektir. Müslümanların
kıblesi,
Mekke şehrinde bulunan "Kâ'be"dir.


5- Vakit: Namazı,
vaktinde kılmaktır. Yâni namazın vaktinin girdiğini
bilmek ve
kıldığı namazın vaktini kalbinden geçirmektir.


6- Niyet:
Namaza dururken kalb ile niyet etmektir. Yalnız ağız ile
söylemeye
niyet denmez. Namaza niyet etmek demek, ismini, vaktini,
kıbleyi,
cemâatle kılmıyorsa imâma uymayı, kalbden geçirmek demektir.
Niyet,
başlama tekbiri söylenirken yapılır. Tekbirden sonra edilen
niyet,
geçerli değildir ve o namaz kabul olmaz.


7- Tahrîme tekbiri:
Namaza dururken "Allahü ekber" demektir. Bu başlama
tekbirine
"İftitah tekbiri" de denir. Başka kelime söylemekle, tekbir
alınmış
olmaz.


Namazın
rükünleri(İçindeki Farzlar)




Namaza
durunca yerine getirilecek beş farz
vardır. Bu beş farzdan her
birine 'Rükün" denir. Namazın içindeki
farzlar şunlardır;

1-
Kıyam: Namaza başlarken ve kılarken ayakta durmak demektir. Ayakta
duramayan
hasta, oturarak kılar. Oturarak kılamayan yatarak îmâ ile
kılar.

2-
Kıraat: Ağızla okumak mânâsına gelir. Namazda, Kur'ân-ı kerîmden sûre
veya âyet okumaktır.

3- Rükû: Kırâattan sonra, elleri dize koyup
eğilmektir. Rükûda en az üç
kere "Sübhâne rabbiyel-azîm" denir.

4-
Secde: Rükûdan sonra yere kapanmak demektir. Secde,
arka arkaya iki


kere elleri, alnı ve burnu yere koyup kapanmaktır. Her bir
secdede
en az üç kere "Sübhâne rabbiyel-a'lâ" denir.

5-
Ka'de-i âhire: Son rekatta "Ettehıyyâtü"yü okuyacak
kadar
oturmaktır. Buna "son oturuş" da denir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:10 am

NAMAZ

NAMAZ NEDİR?
Namaz dinin direği, ibadetlerin en
üstünüdür. Yüce Allah'a karşı en
önemli ibadet görevimiz günde beş
defa kıldığımız namazlarımızdır.
Erginlik çağına gelen, akıllı her
müslümana günde beş vakit namaz kılmak
farzdır.
Namaz, bizi
yaratan, yaşatan, sayısız nimetleri veren yüce Allah'a karşı
bir
kulluk görevimizdir.
Namaz kılanlar, Allah'ın emrini yerine getirmiş,
kulluk borçlarını
ödemiş ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanmış, dünya
ve ahiret mutluluğuna
kavuşmuş olurlar.

NAMAZIN ÇEŞİTLERİ
Namazın
Farz, Vacib ve Nafile çeşitleri vardır.
1. Farz Namazlar: Beş vakit
namaz ve cuma namazıdır.
2. Vacip Namazlar: Vitir ve bayram
namazları, adanan na-mazlar, bozulan
nafile namazların kazasıdır.
3.
Nafile Namazlar: Farz ve vacip namazlardan başka kılınan diğer
namazlardır.

NAMAZ
VAKİTLERİ
Her işin belirli bir zamanı vardır. Günde beş defa kılınan
farz
namazların kılınması için yüce Allah belli vakitler tesbit
etmiştir.
Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı günde beş defa kılınan
namazların
vakitleridir.
Sabah Namazının Vakti: Sabaha karşı tan
yerinin ağarmaya başlamasından,
güneşin doğmasına kadar olan
zamandır.
Öğle Namazının vakti :Güneş tam tepemize gelip, gölge, doğu
tarafına
uzanmaya başladığı vakitten itibaren -güneş tepe
noktasında iken var
olan gölge müstesna- herşeyin gölgesinin bir
veya iki misli oluncaya
kadar devam eden zamandır.
İkindi
Namazının Vakti: Öğle namazı vaktinin bitiminden güneş batıncaya
kadar
olan zamandır.
Akşam Namazının Vakti: Güneş battıktan sonra başlayıp
güneşin battığı
yerde meydana gelen kızıllık kayboluncaya kadar
olan zamandır.
Yatsı Namazının Vakti:Akşam namazının vakti çıktıktan
sonra başlayıp
sabah namazının vakti girinceye kadar devam eden
zamandır.
Vitir Namazının Vakti:Vitir namazının vakti de yatsı
namazının vaktidir.
Ancak vitir namazı, yatsı kılındıktan sonra
kılınır.
Cuma Namazının Vakti:Öğle namazının vaktidir.
Teravih
Namazının Vakti:Yatsı namazının vaktidir.
Bayram Namazının Vakti:
Bayram günleri sabahleyin güneşin doğuşundan
yaklaşık 50 dakika
geçtikten sonra başlayıp güneşin tepe noktasına
gelmesine kadar
devam eden zamandır.

Her namaz, kendi vakti girdikten sonra
kılınır. Vakti girmeyen namaz
kılınmaz. Her namazın kılınma vakti,
kendi vakti girdikten sonra başlar,
bir sonraki namazın giriş
vaktine kadar devam eder. En iyisi her namazı
vaktin ilk giriş
zamanında kılmaktır.
Güneş doğarken, tepe noktasında iken, batarken
hiç bir namaz kılınmaz.
Beş vakit namazın fazları ile sünnetlerinin
kaçar rekat olduğu aşağıda
gösterilmiştir.

NAMAZ REKATLERİ

Namaz
Vakti= Sün. Farzdan önce / Farz / Sün. Farzdan sonra / Vitir / =
TOPLAM
SABAH
=.............................2................2..
................-........................-......=....
4
ÖĞLE =........................4.............4..........
.....2..................-.....=....10
İKİNDİ
=......................4.............4............
....-..................-.....=.....8
AKŞAM

=.....................-..............3...............2..................-.....=......5
YATSI
=......................4..............4...........
....2..................3.....=.....13

NAMAZIN
FARZLARI
Namazın farzları 12'dir. Bunlardan altısı namazın
dışındadır, bunlara
"Namazın Şartları" denir. Altısı da namazın
içindedir. Bunlara da
"Namazın Rükünleri" denir.
Namazın sahih
olabilmesi için oniki farzın eksiksiz olarak yerine
getirilmesi
gerekir.

Namazın Şartları:
1) Hadesten Taharet: Hades denilen
manevî kirin giderilmesi için, abdest
almak, gerekli hallerde gusül
yapmaktır.
2) Necasetten Taharet: Namaz kılacak kişinin, bedeninde,
üzerindeki
elbisede ve namaz kılacağı yerde pislik varsa bunları
temizlemektir.
3) Setr-i Avret: Namaz kılacak kişinin vücudunda
örtünmesi gereken
yerleri örtmesi demektir.
Erkeklerin: Göbek ile
diz kapağı arasını (dizkapağı dahil),
Kadınların: Yüz, el ve
ayaklardan başka vücudunun her tarafını örtmeleri
gerekir.
4)
İstikbal-i Kıble: Namazı kıbleye dönerek kılmaktır. Kıble, Mekke
şehrindeki
kutsal bina olan Kâbe yönüdür. Kâbe, Hz. İbrahim ve Hz.
İsmail
tarafından yapılmıştır.
5) Vakit: Namazları kendi vakitleri içinde
kılmaktır.Vakti gelmeden bir
namazı kılmak caiz değildir.
6)
Niyet: Hangi namazı kıldığını bilmek ve kalbinde hatırlamaktır.
Niyetin
dil ile söylenmesi sünnettir.

Namazın Rukünleri:
1) İftitah
Tekbiri: Namaza başlarken tekbir almak demektir.
2) Kıyam: Namazda
ayakta durmak demektir.
3) Kıraat: Namazda ayakta iken biraz Kur'an
okumaktır.
4) Rükû': Namazda eller diz kapağına erişecek kadar
eğilmektir.
5) Sücûd: Rükû'dan sonra ayaklar, dizler ve ellerle
beraber alnı yere
koymaktır.
6) Ka'de-i Ahîre: Namazın sonunda
"Ettehiyyatü" okuyacak kadar oturmak
demektir.

Namazın
Vacibleri
1) Namaza "Allahu Ekber"sözü ile başlamak.
2) Farz
namazların ilk iki rek'atında, nafile namazların her rek'atında
Fatiha
suresini okumak.
3) Farz namazlarının ilk iki rek'atında, vitir ve
nafile namazların her
rek'atında Fatihadan sonra sûre veya ayet
okumak.
4) Fatihayı sureden önce okumak.
5) Secdede alın ile
beraber burnu da yere koymak.
6) Üç ve dört rek'atlı namazların
ikinci rek'atında oturmak (Buna
ka'de-i ûlâ=birinci oturuş
7)
Namazlardaki birinci oturuş ile son oturuşlarda ettehiyyatü'yü
okumak.
8
) Cemaatle kılındığı zaman sabah, cuma, bayram, teravih ve vitir
namazlarının
her rek'atında, akşam ve yatsı namazlarının ilk iki
rek'atında
imamın fatiha ve sureyi açıktan, öğle ve ikindi namazlarında
ise,
gizlice okuması.
9) İmama uyan cemaatin fatiha ve sureyi okumayıp
susması.
10) Vitir namazında kunut tekbiri almak ve kunut dualarını
okumak.
11) Bayram namazlarında alınan ilâve tekbirler.
12)
Ta'dili erkân, yâni ayakta iken dosdoğru, rükûda dümdüz olmak
(Kadınlar
biraz meyilli dururlar), rükûdan kalkınca iyice doğrulmak, iki

secde arasında tam oturmak.
13) Namazın sonunda sağa ve sola selâm
vermek.
14) Namazda yanılma olursa sehiv secdesi yapmak.

Namazın
Sünnetleri
1) Beş vakit namaz ile Cuma Namazı için ezan ve kamet
getirmek
2) İftitah tekbirini alırken elleri yukarıya kaldırmak
3)
Sübhaneke ve Eûzu-Besmele'yi sessizce okumak
4) Sağ eli sol el
üzerine koymak
5) Fatiha'dan sonra gizlice 'amin' demek
6) Rükû ve
secdeye eğilip kalkarken alınan tekbirler
7) Rüku ve secde
tesbihleri. ( Rukû'da üç defa "SÜBHANE RABBİYE'L AZÎM"
ve her iki
secdede üçer defa SÜBHANE RABBİYE'L ÂLÂ" demek.)
8 ) Rukü'dan
doğrulunca "SEMİALLAHU LİMEN HAMİDEH" ve hemen arkasından
"RABBENA
LEKE'L HAMD" demek.
9) Kıyamda bir özür bulunmadığı takdirde iki
ayağın arasını dört parmak
kadar açık bulundurmak.
10) Rukü'da
parmaklar açıK olarak dizleri tutmak, dizleri, dirsekleri
dik ve
sırtı baş ile dümdüz halde bulundurmak.
11) Secdeye varırken önce
dizleri, sonra elleri, sonra yüzü vere koymak.
Secdeden kalkarken
önce yüzü, sonra elleri, sonra dizleri kaldırmak.
12) Tahiyyatı
sessizce okumak
13) Selama sağdan başlamak
14) Sütre edinmek (Önü
açık yerde namaz kılarken önüne sütre koymak)

Namazı Bozan Şeyler
1)
Namazda konuşmak.
2) Birşey yemek veya içmek.
3) Kendi işiteceği
kadar gülmek (yanındakilerin işiteceği kadar gülerse
abdesti de
bozulur.)
4) Birine selâm vermek veya verilen selâmı almak.
5)
Göğsünü kıbleden çevirmek.
6) Dünyaya âit bir şeyden veya bir ağrıdan
dolayı ağlamak "ah" demek.
(Allah korkusundan dolayı ağlamak namazı
bozmaz.)
7) Öksürüğü yok iken öksürmeye çalışmak. (Elde olmayarak
normal gelen
öksürük namazı bozmaz.)
8 ) Namazda bir iş yapmaya
çalışmak.
9) Bir şeye üflemek.
10) Kur'an'ı, manası bozulacak
şekilde yanlış okumak.
11) Ayeti mushaf'a bakarak (yüzünden) okumak.
12)
Namazda abdesti bozulmak.
13) Teyemmüm eden kimsenin namazda suyu
görmesi, mesh müddetinin namazda
bitmesi
14) Sabah namazını
kılarken güneşin doğması.
15) Cemaatle namazda kadınlarla erkeklerin
arada bir perde olmadan
yanyana bir safta kılması.
16) Namazda
örtünmesi gereken yerlerin açılması ve bu açılmanın bir
rükûn
yapacak kadar süre devam etmesi.
17) Bayılmak, çıldırmak...

Namazın
Mekruhları
1) Sıkışık abdestle namaz kılmak
2) Namazda elbise
veya bir başka yerle oynamak
3) Namazda bir yere dayanmak
4)
Gerinmek veya esnemek
5) Parmakları çıtlatmak
6) Özürsüz bağdaş
kurmak
7) İnsan yüzüne karşı kılmak
8 ) Başı açık kılmak
9)
Kıraatta, Kur'an-ı Kerimdeki sıraya uyulmaması. Bir sure atlamak
10)
Erkeklerin secde ederken kollarını tamamıyla yere döşemeleri
11) Tek
ayak üzerinde durmak veya bir ayağı yerden kesmek ve diğerine
dayanmak
12)
Namazda daha selam vermeden terleri veya yüze dokunmuş olan
toprakları
silmek
13) Namaz içinde, verilen selamı el veya baş işaretleriyle
almak
14) İkinci rekatta birinci rekata göre daha uzun okumak
15)
Yanmakta olan ateşe doğru namaz kılmak....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:11 am

BİR NAMAZIN SEYRİ
SENAİ DEMİRCİ

Kıyamınla kıyametini başlatıyorsun.
Kalk ayağa.
Kıbleye yönel. Tekbir getir. "Allahuekber.
."
Ayağına takılan, yolunu kesen, emellerini yok eden,
hayallerini
engelleyen ne varsa, hepsinden daha büyüktür O. Ayağına
takılanı
kaldıracak inceliği, emellerini gerçekleştirecek şefkati, seni
hayallerine
eriştirecek gücü O'nun büyüklüğünde bulacaksın. Bunu
bilerek,
teslim ol Rabbine, kaygılarını ve korkularını rahmetinin
kucağına
bırak usulca. Kaldır ellerini ve bir gun nasılsa huzurunda
hareketsiz
kalacak bu bedeni, bütün hücreleriyle O'na teslim et. Ayağa
kalk ve
"buradayım ey Rabbim" de. "Evinden kaçan kulun, yuvadan uçan
kölen
yine Sana geldi. Buradayım! Geldim! Huzurundayım!"


* * *

Elini
bağlamakla kötülükten çekiliyorsun. Dünya
telaşının nabızlarını ne
kadar da kuvvetli alıyorsun. Öyle bir ruya
ki dünya, içinde uykunu da
uyanıklığını da kaybetmişşin, uyanmaktan
korkuyorsun. Ruyasında gördüğü
ruyayı anlatan adam gibi, kendini
uyanık sandığın yerde uykunun en derin
yerindesin. Kendini burada
kalmaya razı etmişşin, şimdiye razı
olmuşşun. Ötesine gönlün de
gözün de kapalı. İşte şimdi, dünya telaşını
ellerinle geriye atıp
tekbir getiriyorsun. Büyük bildiklerinden de büyük
olanın huzurunda
kaygılarını küçültüyorsun, telaşlarını durultuyorsun,
korkularını
dağıtıyorsun. Sağ elini sol elinin üzerine koyup serden el
çekip
hayra uzanıyorsun, yokluktan yüz çevirip varlığın kalbine
akıyorsun.
Varlığın göğsünde cılız bir nefes kadar hafifliyor,
sadeleşiyorsun.
"Subhaneke"
fısıltısında,
sonsuz gürültüler ortasında, bitmez telaşlar arasında,
meyvesiz
koşturmalar sonrasında Seni işiten, en ince sızılarına, en
gizli
arzularına kulak veren Rabbinle tanışıyorsun.


* * *

Eğilmekle
doğrultuyorsun kendini. Rukularında koca
bir dunyanın yükünü atıyorsun
omuzlarından. Azim olan Rabbinin
huzurunda eğilip başkalarına izzetini
ilan ediyorsun. "Subhane Rabbiye'l-Azim."
Bedenin
eğiliyor; ruhun doğruluyor. Başın alçalıyor; kalbin duruluyor.
Yüzün
yere dönüyor; alnına rahmet dokunuyor. Yalnızlaşıyorsun rukûda;
telaşlarda
unuttuğun, dünya çölünde kaybettiğin kendini yeniden
buluyorsun.
Tutup dizlerinden kendini kendine doğru çekiyorsun. Kendine
gelmek
için kendinden geçiyorsun.

Oturmakla
hayatın kalbinde yer tutuyorsun.
Tahiyyata otur şimdi ve gözlerini
ellerine kilitle. Diri olan her şeyin
selamını söylerken dirileri
diriltene, ölüleri diriltene dön, ellerini
eline vereni bil.
Ellerinin ne kadar da küçük kaldığını hatırla
hırsların karşısında.
Elinde kalanların seni avutamayacağını anla.
Sahiplendiklerinin
hepsi avuçlarının içinde ama avucun boş olacak bir
gün.
Biriktirdiklerinin hepsi şimdi yanında ama avucun boşalacak bir
günün
akşamında.


* * *


Secde ederek başını göğe ağdırıyorsun. Yüzünü
toprağa
sür şimdi. Evine dön. Sılana koş. "Subhane
Rabbiye'l-A'la."
Başını yere koyarak sıfirla kendini.
Rabbine
de ki: "Sen varsın. Sen a'lasın. Eksiklikten uzaksın,
noksanlıktan
muallasın, kusurdan mukaddessin. Kusur bende. Benden yana
eksiklik.
Bende saklı acizlik. Bende bekler fakirlik. Yalnız Sana muhtaç
olma
zenginliğimdir secdem. Yalnız Sana kul olma serefimdir secdem."
Secdeler
ruhunun saltanatıdır. Varlığını huzurunda hiçlediğin andır
secden.
Rabbinin şahdamarı yakınlığından kalbine yakınlıklar emdiğin
yerdir
secde. Ruhunun mustular bulduğu demdir. Miracının 'kab-ı
kavseyn'idir
secde. Seni beni aradan çıkardığın yerdir secde. De ki:
"Dediğini
yapıyorum, secde edip yaklaşıyorum. Sana yaklaşıyorum. Tüm
uzaklıkları
uzaklara bırakıyorum. Tüm aldanışları tuzaklarda
bırakıyorum."


* * *

De
ki: "Yüzümde secdelerimin izini bırak ey Rabbim.
Alnıma rahmetinin
nefhasını bırak ey Rabbim. Kalbime En Sevgili'nin
aşkını bırak ey
Rabbim. Secdemden dirilt beni. Secdemde öldür beni.
Secdemde durult
beni. Secdemde doğrult beni."


* * *

Tenini kalbine bitiştiriyor her namaz. Ve sabah gelince
yeniden,
tenine dokunur ötelerin hülyası. Göğsüne değer bin Isa nefhası.

Yusuf kokulu gömlekler sarılır tenine. Musa gibi ellerini göğsünden
çıkarırsın.
Uzakta bir ateş görmüşsün gibi kıvılcımlanır gökler. Yeniden

dirilir gibisin. Unuttuğunu da unuttuğunu hatırlarsın yastığının
kuytusunda.
Ruyalardan dönersin. Yeniden yüklenirsin hicranları.
Biriktirmeye
başlarsın yeniden. Çoğaltmaya ayarlarsın kendini yine.
Lakin, hala
yırtıktır hayatın cepleri. Ayaklarının ucuna dökülüyor
zamanın
parçaları. Bir secdenin pınarında söndürüyorsun kalbinin
yangınlarını.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:11 am

KURAN’DAKİ NAMAZ
Kuran’daki namazın anlaşılması Kuran’a dayalı
İslamiyet açısından büyük
bir öneme sahiptir. Bunun sebebi mezhepçi
zihniyetin; “Sırf Kuran’dan
dini anlarsak, namazı nasıl kılacağız?
Namazı sırf Kuran’a bakarak
kılamayız. Demek ki Kuran dışı kaynaklar
lazım...” şeklindeki
izahlarıdır. Mezhepçilerin bu soruyu soruş
tarzı bile dini
anlamadıklarının delilidir. Yapılması gereken, dini
anlamadaki metodu
belirlemek ve dini ona göre anlamak ve
uygulamaktır. Dinin kaynağı belli
olduktan sonra metot; dinin
kaynağını önümüze alıp namazı, orucu,
ahlakı ve din adına her şeyi
bu kaynaktan anlamamızdır. Yani namaz da
dinin kaynağından
anlaşılacaktır. Dinin kaynağı, kafadaki namaz fikrine
göre
belirlenmeyecektir. Kuran ile namaz adına bilinenler arasında fark
varsa,
çözüm dinin kaynağını değiştirmek değil, namaz adına
bildiklerimizi
düzeltmektir. Dinin tek kaynağı olan Kuran’ı elimize
aldığımızda,
Kuran’ın namaz adına gerekli tüm bilgileri içerdiğini
görürüz.
Kuran’da en detaylı şekilde anlatılan ibadet namazdır. Fakat
bu,
günümüzde namaz adına anlatılan her detayın Kuran’da geçtiği
manasına
gelmez. Mezheplerin teferruatlaştırıcı zihniyeti her konuya
olduğu
gibi namaza da elini atmış ve Kuran’da, yani dinde, olmayan
teferruatlar
namaza eklenmiştir.

Kuran’da geçmeyen hususların belli bir
şekilde yapılması yanlıştır,
bunlar yapılırsa namaz olmaz diye
anlamamalıyız. Örneğin ileride
göreceğimiz gibi namazda illaki
Fatiha Suresi’ni okumak farz değildir.
Fakat Kuran’ın ilk suresi
olan Fatiha’yı, Kuran’ın bu bölümünü, namazda
okumak tabi ki
güzeldir. Yani namazda şunu yapmak farz değildir diye
belirtmek, o
hususa karşı olmak değildir. Sadece Kuran’da geçmeyen bir
mecburiyetin
farzlaştırılması yanlıştır. Yukarıdaki örneğimizi
düşünürsek
yanlış, Fatiha Suresi’ni okumak değil, Fatiha Suresi’nin her
ayağa
kalkışta okunmasının farz olduğunu söylemektir. Kitabımızın bu
bölümünü
ve diğer bölümlerini okurken lütfen “Bu husus Kuran’ın
anlattığı
namazda yoktur.” diye söylediğimiz hususlarda bu inceliğe
dikkat
edin. Kuran’da geçen namaz, hazırlık aşaması olan abdest ve boy
abdestinden
(gusül) başlayarak şöyledir
NAMAZ VAKİTLERİ
Kuran’da namazın,
vakitleri belirlenmiş bir farz olduğu geçer (4-Nisa
Suresi 103).
Korku zamanında bile namaz kılınmasını açıklayan Kuran, hiç
şüphesiz
farz namazlarının vakitlerini de eksiksiz olarak açıklamıştır.

Namaz vakitlerinin açıklanmasından kastımız, farz olan namazların
açıklanmasıdır.
Namaz övülmüş bir ibadettir. Allah’a yönelmenin, Allah’ı

hatırlamanın bir şeklidir. Bu yönüyle namaz her an kılınabilen, her an
yerine
getirilebilen bir ibadettir. Fakat her kılınan namaz, farz namaz
değildir.
Örneğin gece yarısı fazladan namaz kılınabilir, fakat bu gece
yarısı
kılınan namazın farz olduğunu göstermez. Peygamber de,
Peygamber’in
yakınları da şüphesiz birçok kereler namaz kılmışlardır.
Kuran’ın
tek kaynak olduğunu unutan mezhepçi zihniyetliler bu namazların

kimisini farz, kimisini sünnet ilan etmişler; Kuran’dan dini anlamak
yerine,
Peygamber yakınlarının hareketlerini kendilerince yorumlayarak
din
oluşturmuşlardır. Sünni mezhepler sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı
diye
beş namazı farz kılmışlardır. Şiiler üç vakit namazı farz kılıp bu
vakitlerde
beş vakit namazı birleştirdiklerini söylerler. Daha eski
zamanlardaki
Hariciler’in iki veya üç vakit kıldıklarına dair hadisler
de
vardır. Bu farz namazların dışında Kuşluk, Duha, Güneş, Ay tutulması,
İstihare, Kadir, Regaip, Beraat gecesi namazları gibi birçok namaz da
vardır.
Vitir namazı ise kimilerine göre vacip olup farza yakındır,
kimilerine
göre ise sünnettir.

Savaş zamanı namazın kılınmasıyla ilgili
bilgileri veren Kuran, hiç
şüphesiz farz namazlarının vakitlerini de
açıklamıştır. Kuran’dan
delillendirilmeyen namazların belirli
dönemlerde belirli kişilerce,
halifelerce, hatta Peygamber
tarafından kılınmış olması mümkündür. Çünkü
Kuran namazı över ve
farz namazların haricinde de namaz kılınması
elbette ki iyidir. Bu
açıdan bakıldığında yukarıda adı geçen ve yukarıda
adını
geçirmediğimiz, fakat namaz kitaplarında adı geçen namazların
kılınmış
olması mümkündür. Fakat Kuran’da adı geçmeyen namazların, farz
namaz
olarak algılanması çok büyük hatadır. Bu noktadan olaya
baktığımızda
sorun, hadislerin yorumlanış şeklindeki hatalardan
kaynaklanmıştır.
Şimdi dinin tek kaynağı olan Kuran’dan farz olan
namazları isim ve
vakitleriyle birlikte öğrenelim.

SABAH (FECR) NAMAZI
Kuran’da
namaz kelimesi “salat” kelimesi ile ifade edilir. “Bağlantı
kurmak”
tipinde manalara sahip olan “salat” kulun yaratıcısıyla kurduğu
bağlantı,
yani namaz için de kullanılır. “Salat” kelimesi “ikame”
Şiliyle
beraber “namaz kılmak“ manasında kullanılmıştır. “Salat-ı Fecir”

yani “Sabah namazı” ismi 24-Nur Suresi 58. ayette geçmektedir. “Fecir”
gecenin
karanlığında güneşin ilk ışıklarının çıkışını ifade eder. Bu bir

süreçtir ki güneşin doğuşuna kadar devam eder. Nitekim varlığı adından
belli
olan bu namazın, 11-Hud Suresi 114. ayette vakti de tam belli
olmaktadır.


Gündüzün iki tarafında, gecenin yakınlarında namaz kıl.
Güzellikler
çirkinlikleri giderir.

11- Hud Suresi 114

Arapça’daki
“nehar” “gündüz”, “leyl” “gece” demektir. “Tarafeyin-nehari”

ifadesi gündüzün iki tarafını ifade eder. “Taraf” ise; “uç, dıştan
bitişik
bölüm” manalarına gelmektedir. Kuran’da geçtiği diğer ayetlerde
de
aynı anlamda kullanılır. Gündüzün başlangıcını güneşin doğuşu, günün
bitişini
güneşin batışı olarak alırsak günün iki tarafında sabah ve
akşam
namazları vardır. Bu zamanların tam anlaşılması için “zülefen
minel-leyl”
ifadesi ile bu vakitlerin, aynı zamanda gecenin gündüze
yakın
zamanları olduğu vurgulanır.

Yani sabah namazı, ismi ile 24-Nur
Suresi 58. ayette geçer. Bu isim aynı
zamanda sabah namazının
vaktini de tarif eder. Ayrıca 11Hud Suresi 114.
ayette sabah
namazının vakti belirlenmiştir. Sabah namazı Kuran’daki
ismiyle
“Salat-ul Fecir” adından da belli olduğu gibi günün ilk
ışıklarıyla
başlar ve günün başlangıcı olan güneşin doğuşuyla biter.

AKŞAM
(İŞA) NAMAZI
İşa namazının ismi de 24-Nur Suresi 58. ayette
geçmektedir. Sözlükten
“işa” kelimesinin anlamına bakanlar, güneşin
batışından havanın
kararmasına kadar olan vakte, yani bizim
Türkçe’de “akşam” dediğimiz
vakte “işa” denildiğini görürler. 12-
Yusuf Suresi 16 ve 79Naziat Suresi
46. ayette de aynı kelime
geçmektedir. Diğer iki ayetteki aynı kelimeyi
“akşam” diye çeviren
bazı çevirmenlerin, bu kelimeyi Türkçe bir kelime
olan “yatsı
namazı” diye çevirmeleri, mezhep izahlarının etkisinde
kalmalarındandır.
Bu çeviri “yatsı namazı” diye mezheplerin tarif ettiği
namazı
Kuran’ın da farz kıldığı izlenimini vermektedir ki bu yanlıştır.

Fakat “yatmak” kökeninden gelen “yatsı” kelimesinden kasıt “işa
namazının”
yatmadan önce kılınan son farz namaz olması ise bu doğrudur.
Ayette
buna işaret de vardır:

Ey iman edenler! Yönetiminiz
altındakilerle, ergenlik yaşına gelmemiş
olanlarınız sizden üç
vakitte izin istesinler. Fecir(Sabah) namazından
önce, öğle vakti
elbisenizi çıkardığınızda, işa(akşam) namazından sonra.
Çıplak
olabileceğiniz üç vakittir bunlar.

24- Nur Suresi 58

Son
namazı kılmak için mescide giden, topluca namazı kılan kişi bu
namazdan
sonra mescide gitmeyeceği için muhtemelen üzerini
değiştirecektir.
Ev kıyafetine bürünecektir. Bu yüzden yatmadan önceki
son namaz işa
namazı olarak düşünülüyorsa bu doğrudur. Yoksa vakit
olarak akşamı
ifade eden bir kelime, namaz kelimesiyle birleşirse
bambaşka bir
vakit olan yatsıyı ifade eder deniliyorsa, bunun yanlışlığı

ortadadır. Bu ayette son farz namazın akşam namazı olduğunu
destekleyici
bir ifade tarzı vardır. Arapça sözlüklerden “işa”
kelimesinin
manasını araştıran herkes, “işa” kelimesinin “güneşin
batışından
gecenin karanlığına kadar olan zaman dilimi”ni ifade ettiğini

görecektir.(Evdeki çocukların çıplaklığın mümkün olduğu vakitlerde
izinsiz
odalara dalmamalarını öğütleyen bu ayetten bir sonraki ayette,
bu
çocukların ergenlik yaşına gelince, her zaman özele saygı gösterip,
izin
alarak ebeveynlerinin odalarına girmeleri öğütlenir.)

Akşam
namazının vaktinin anlaşıldığı ayet (11-Hud Suresi 114) sabah
namazında
belirttiğimiz ayettir. Gündüzün iki tarafında kılınan
namazlardan
biri sabah namazı olunca, diğeri de bu namazın simetriği
olan akşam
namazıdır. Bu namazın vakti de aynı şekilde gecenin gündüze
yakın
olan zamanıdır. Bu ayet dışında akşam namazının vaktini belirleyen

bir ayet daha vardır:

Güneşin sarkmasından, gecenin kararmasına
kadar namaz kıl. Fecir(sabah)
vakti Kuran’ı, fecir(sabah) vakti
Kuran’ına tanık olunur.

17- İsra Suresi 78


Gecenin
kararması, akşamın bitiş vaktini vermektedir. Işığın
alametlerinin
tamamen yok olmasıyla akşam namazının vakti biter. Bu
durumda da
“güneşin sarkması” ifadesi güneşin ufukta batışını belirler.
Böylece
güneşin batımı ve gecenin kararmasının arasındaki vakit, namaz
vakti
olarak belirtilir. Bu ayetin devamında sürekli akşam namazıyla
beraber
geçen sabah namazının vaktinin vurgulanması da ilginçtir. Fakat
bu
ayette sabah namazı değil, sabah Kuran okumak vurgulanır. Demek ki
sabah
namazının vaktinin içinde veya namazın dışında Kuran okumaya özel
bir
önem vermek gerekir. Görüldüğü gibi akşam ve sabah namazları
isimleriyle
beraber Kuran’da geçerler. Üstelik bu isimler namazın
kılınacağı
vakti de ifade ederler. İlaveten sabah ve akşam namazının
zamanı da
açıklanmıştır. Üstelik 24- Nur Suresi 58. ayette sabahın günün
ilk,
akşamın günün son namazı olduğuna işaret vardır.

VUSTA (ORTA, EN
İYİ) NAMAZI
Vusta namazına delil olarak 2-Bakara Suresi 238. ayet
gösterilir.

Namazları koruyun. Ve vusta (orta, en iyi) namazı
da.

2- Bakara Suresi 238

Sabah ve akşam namazının
vakitlerini çıkardığımız ayetler ve bu ayet
dışında namaz
vakitlerinin çıkartılabileceği hiçbir ayet yoktur. Demek
ki namaz
vakitleri bu ayetlerden anlaşılacaktır. Günün bir ucundaki
namaz
sabah namazı, günün diğer ucundaki namaz da akşam namazı olunca
orta
namazını bu iki namazın ortasında aramak lazımdır. Tüm kültürlerde
günün
uyanmayla başladığını, gecenin dinlenmemiz için yaratıldığını,
geceleyin
kalkıp ibadetin bir tek Peygamberimiz’e has kılındığını
(17-İsra
Suresi 79) düşünürsek orta namazı, sabah ile akşam namazının
arasında
gündüz kalan vakit olur. “Vusta” kelimesine “orta” manasının
verilmesinden
günün ortalarında kılınan bir namaz olduğunu düşünenler
olabilse de
bu kelimeyi sınırlayan hiçbir ifade olmadığı için sabah ile
akşamın
arasında kalan tüm zaman dilimini, bu namazın vakti olarak kabul

etmek gerekir. Vusta namazı ifadesinden, orta namazı sonucuna
varıldığında
“vusta” kelimesi hem namazın ismini, hem zaman dilimini
belirleyen
kelime olur.

Diğer bir görüşe göre “vusta” kelimesinin “en iyi”
manasına sahip
olduğu, bu kelimenin bir namazı belirtmediği, ayetten
namazların
korunması ve en iyi şekilde kılınmasının anlaşıldığı
söylenir. “Vusta”
kelimesi üzerinde bir inceleme bu konuya açıklık
getirecektir. 2-Bakara
Suresi 143, 5-Maide Suresi 89, 68-Kalem
Suresi 28, 100-Adiyat Suresi 5
ayetlerinde de bu kelime geçer. Bu
ayetleri inceleyerek “vusta”
kelimesini anlamaya çalışabilirsiniz.

Görüldüğü
gibi Kuran’da namazın beş vakit olduğuna dair bir ifade
yoktur.
Namazın uzunluğu, rükuda, secdede ne söyleneceği de Kuran’da
geçmez.
Aslında hadislerde de namazın uzun mu, kısa mı olduğu, rükuda,
secdede
ne söylenmesi gerektiği bulunmaz. Bugünkü anlatılan namazın
uydurma
dolu hadislerle bile açıklanması mümkün değildir. Namazdaki
birçok
husus tamamen mezhep kurucularının şahsi görüşleriyle oluşmuştur.

Peygamber’in hem çok uzun hem de çok kısa namaz kıldığına; uzun rüku,
uzun
secde ettiğine dair de birçok hadis vardır. Ama mezhepçiler,
rükuları
üç “Subhane rabbiyel azim”, secdeleri üç “Subhane rabbiyel ala”

ifadeleriyle belirlemiş, taklitçilerini sadece bu ifadelere mahkum
edip,
Allah’ın serbest bıraktığını gereksiz yere sınırlamışlardır.
Normalde
rükuda ve secdede belirli ifadeleri söylememizin gerekip
gerekmediği,
namazın süresinin kişinin şahsi görüşüne bırakıldığı,
Kuran’dan
anlaşılacağı gibi hadisler doğru yorumlansaydı da
anlaşılabilirdi.
Mezhepler serbest bir alanı kendi belirlemeleriyle
dondurmuşlardır.

Hadislerin
hepsinden namazın beş vakit olduğu da çıkmaz. Birçok hadisten

Peygamberimiz’in üç vakit namaz kıldığı çıkar. Özellikle Şiiler üç
vakit
namaz kılarken bunu kendi hadislerine dayandırırlar. Şiiler’in üç
vakit
kılıp, bu üç vakitte beş vakit namazı birleştirmelerinin, iki ekol

arasında orta yol bulma gibi bir çabadan kaynaklandığını sanıyoruz.
Kuran’ın
hiçbir yerinde birleştirme(cem) diye bir konudan bahsedilmez.
Kuran’a
göre namaz belirttiğimiz vakitlerde farzdır. Eğer üç vakit namaz

kılıp, bu üç vakitte beş veya yirmi vakit namaz kılıyorsanız yine de üç
vakit kılmış olursunuz.

Yatsı namazını kılacak kişi ben beş
vakit namazı yatsı namazında
birleştirdim dese de bir tek yatsı
namazını kılmış olur. Çünkü namazı,
farz olan vakit namazı yapan,
kılınan rekat sayısı değil, belli bir
vakitte kılınır oluşudur.
Şiiler gibi Ehli Sünnet’in Şafi , Maliki,
Hanbeli mezhepleri de
namazları birleştirme konusunda çok toleranslı
olmuşlardır. Bir
kısmı hiç sebepsiz, bir kısmı şiddetli yağmurda bile
namazların
birleştirilebileceğini düşünmüştür. Yani mezheplere göre;
Peygamber
beş vakit namazı üç vakitte cem etti (birleştirdi) diyenler,
aslında
namazın üç vakitten çok olamayacağını kabul etmiş olurlar.
Namazın
minimumu farz namazlar kadardır. Namazın fazladan kılınması
gayet
doğaldır. Farz namazların beş ilan edilmesi Sünni mezheplerin bir
yorumudur.
Eğer namaz beş vakit olsaydı, Kuran’dan bunların ismi, vakti
belli
olurdu. Kuran’da Peygamber’e özel, fazladan ibadet vakti bile
belirtilmişken
(17-İsra Suresi 79), tüm Müslümanlara farz olan bir
namazın
vaktinin belirtilmemesi hiç mümkün müdür? Evvelki ayetlerden
görüldüğü
gibi, Kuran’da belli olan namazlar vardır. Neden vakti belli
olmayan
ikindi gibi, yatsı gibi namazların farz olduğunu düşünelim?
Tahminimiz
bazı kişiler Allah’ı zikretme (hatırlama), Allah’ı tespih
etme
(yüceltme, yönelme) ile ilgili ayetlerdeki tespih, zikretme
faaliyetlerini
düzene koymak için fazladan namazlar farzlaştırmışlardır.
Zikretme
ve tespih faaliyetlerini namaz kılarak yapmak güzel bir yöntem

olabilir ama Allah’ın farzlaştırmadığı şekilde bu vakitleri namaz vakti
olarak farzlaştırma kabul edilemez.

17-Öyleyse akşama
erdiğinizde de, sabaha erdiğinizde de tespih
(yüceltme, yönelme)
Allah’adır.

18-Övgü O’nundur. Göklerde ve yerde, günün sonunda,
öğleye erdiğinizde.

30- Rum Suresi 17,18
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:11 am

Biz Müslümanlar arasında oldukça yanlış bilinen bir genel kanıya göre
Namaz’ın
sadece Müslümanlar’a özgü bir ibadet oluşudur. Müslümanlar
Allah’a
olan ibadetlerini her gün belirli zamanlarda namaz kılarak
yerine
getirirler ve bu ibadet onların üzerine farzdır, Hristiyanlar ve
Yahudiler
ise Namaz kılmazlar ve yerine genellikle haftada 1 kez, kilise
ve
sinagoga giderler ve ibadetlerini yerine getirmiş olurlar. Hepimizin
ya da çoğumuzun bildiği bu şekildedir öyle değil mi?

Oysa
Kuran’ın ayetlerine göre bence durum hiç de böyle değil:

83.
İsrailoğullarından şöyle bir söz de almıştık: Allah`tan başkasına
ibadet
etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve
güzellikle
davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. namazı
kılın,
zekatı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna,
sırt
çevirdiniz. Hala da yüz çevirip duruyorsunuz.
2-Bakara Suresi

87.
Mûsa`ya ve kardeşine şunu vahyettik: Kavminiz için kendilerini
yerleştirmek
üzere Mısır`da evler hazırlayın. Evlerinizi kıble
yapın/karşılıklı
yapın ve namaz kılın. İnananlara müjde ver.
10-Yunus Suresi


39.
Zekerriya mihrapta durmuş namaz kılarken, melekler ona şöyle
çağırmışlardı:
“Allah sana, Allah’tan bir kelimeyi doğrulayıcı bir
efendi; nefsine
egemen bir benlik, hayır ve barış sevenlerden bir
peygamber olarak
Yahya’yı müjdeliyor. ”
3-Ali İmran Suresi

87. Dediler ki: "Ey
Şuayb! namazın mı emrediyor sana, atalarımızın tapar
olduğunu terk
etmemizi yahut mallarımızda dilediğimiz gibi davranmaktan

vazgeçmemizi? Esasında sen; gerçekten yumuşak huylu, olgun bir insansın
11-Hud
Suresi

37. "Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin
kutsal evinin
yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki,
namazı kılsınlar,
ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri,
onlardan hoşlanır yap.
Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki,
şükredebilsinler!"
14-İbrahim Suresi

40. "Rabbim! Beni, namazı
özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan
bir kısmını da.
Rabbimiz, duamı kabul et!"

14-İbrahim Suresi


4. Kitap
verilmiş olanlar, kendilerine beyyine/açık delil geldikten
sonradır
ki parçalanıp bölündüler.
5. Oysaki onlara, dini yalnız O`na
özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler
halinde sadece Allah`a ibadet
etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı
vermeleri emredilmişti. İşte
budur doğru, eskimez ve aşınmaz din.

98-Beyyine Suresi

Ayetlerde
açık açık ifade edildiği üzere namaz ibadeti sadece Hz.
Muhammed ve
kavmine farz kılınmadığı gibi başlangıcı da İslamiyet
değildir.
İslamiyetten önce de Hak dinlerin peygamberleri ve mensupları
namaz
kılmaktadırlar ya da kılmaları emredilmiştir. Namaz ibadeti Hz.
Muhammed’ten
çok çok öncesinde İbrahim Suresi’nde geçtiği üzere Hz.
İbrahim’in
de yaptığı ve soyunun özenle yerine getirmesi için dua ettiği
bir
ibadettir. Sonrasında Hz. Şuayb da namaz kılmıştır. Meryem’i
himayesinde
bulunduran Zekerriya da namaz kılmıştır. Hz. Musa ve kavmine
de
namaz açık bir şekilde emrolunmuştur. Beyyine suresinde geçen
ayetlerden
Ehlikitap kapsamında yer alan Hz. İsa’ya da aynı emrin
verildiği
görülmektedir.

Bugün gerçekleşen uygulama nasıldır, Ehli kitap bu
emirleri ne kadar
yerine getiriyor, ne kadar getirmiyor ayrı bir
tartışma konusudur ama
biz Müslümanların bilmesi gereken Kuran’da
geçen ve bizlere vaktiyle
birlikte kılmamız Allah tarafından
emrolunmuş Namaz’ın sadece bize
değil, tarih boyunca tüm Hak dinlere
emrolunduğu ve ne kadar önem
verildiğidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:12 am

Müslümanın Hayatında Namaz İbadetinin Önemi

İman sahibi bir
insan ibadetlerine gösterdiği titizlikle kendini belli
eder. Allah
(cc)’ın farz kıldığı namaz, oruç, abdest ibadetlerini yaşamı
boyunca
şevkle sürdürür. Allah (cc) salih Müslümanların ibadet şevkini
pek
çok ayetiyle haber vermiştir. Bu ayetlerden biri şu şekildedir:

Ve
onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı
dosdoğru
kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve
açık
infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun
(dünyanın
güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir. (Rad Suresi,
22)

Namaz,
müminlere hayatları boyunca sürdürmeleri emredilen, vakitleri
belirlenmiş
bir ibadettir. İnsan unutmaya ve gaflete düşmeye müsait bir
varlıktır.
İradesini kullanmayıp kendini günlük olayların akışına
kaptırırsa
asıl dikkatini vermesi ve aklında tutması gereken konulardan
uzaklaşır.
Allah (cc)'ın her yönden kendisini sarıp kuşattığını, her an
kendisini
izlediğini, işittiğini, yaptığı her şeyin hesabını Allah
(cc)'a
vereceğini, ölümü, cennetin ve cehennemin varlığını, kaderin
dışında
hiçbir olayın meydana gelmeyeceğini, karşılaştığı her şeyde, her

olayda bir hayır olduğunu unutur. Gaflete düşerek, hayatının gerçek
amacını
aklından çıkarabilir.

Günde beş vakit kılınan namaz ise, bu
unutkanlık ve gafleti yok eder,
müminin bilincini ve iradesini canlı
tutar. Müminin sürekli olarak Allah
(cc)'a yönelip dönmesini sağlar
ve Rabbimizin emirleri doğrultusunda
bir yaşam sürdürmesine
yardımcı olur. Namaz kılmak için Allah (cc)’ın
huzurunda duran
mümin, Rabbimiz ile güçlü bir manevi bağ kurar. Namazın
insana Allah
(cc)’ı hatırlattığı ve insanı her türlü kötülükten
alıkoyduğu bir
ayette şöyle bildirilmektedir:

Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve
namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz,
çirkin utanmazlıklar
(fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı
zikretmek ise muhakkak
en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı
bilir. (Ankebut Suresi,
45)

Tarih boyunca peygamberler kavimlerine Allah (cc)'ın farz
kıldığı namaz
ibadetini tebliğ etmişler, kendileri de hayatları
boyunca bu ibadeti en
güzel ve en doğru şekilde uygulayarak tüm
müminlere örnek olmuşlardır.
Bu konuyla ilgili ayetlerden bazıları
şu şekildedir:

- Hz. İbrahim için:

Rabbim, beni
namazı(mda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz,
duamı kabul
buyur. (İbrahim Suresi, 40)

- Hz. İsmail için:

Kitap'ta
İsmail'i de zikret. Çünkü o, va'dinde doğruydu ve gönderilmiş
(Resul)
bir peygamberdi. Halkına, namazı ve zekatı emrediyordu ve o,
Rabbi
katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı. (Meryem Suresi,
54-55)

-
Hz. Musa için:

Gerçekten Ben, Ben Allah'ım, Ben'den başka ilah
yoktur; şu halde Bana
ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru
namaz kıl. (Taha Suresi, 14)

Hz. İsa için:

(İsa) Dedi ki:
“Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. Bana Kitabı verdi ve beni
peygamber
kıldı.” Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat
sürdüğüm
müddetçe, bana namazı ve zekatı vasiyet (emr) etti. (Meryem
Suresi,
30-31)

Mümin kadınlara örnek olarak gösterilen Hz. Meryem'e de
namaz kılması
emredilmiştir:

Meryem, Rabbine gönülden itaatte
bulun, secde et ve rüku edenlerle
birlikte rüku et. (Al-i İmran
Suresi, 43)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:12 am

Namazları Vakitlerinde Kılmanın Önemi
Peygamber Efendimiz (sav)
namazla ilgili olarak şöyle buyurmuşlardır:

"Dünyanızdan bana
üç şey sevdirildi: güzel koku, helal kadın ve gözüm
nuru olan
namaz".
(Nesai, İşretu'n-Nisa 1)

Kuran’da ve Peygamberimiz
(sav)'in sünnetinde Müslümanların yerine
getirmesi gereken ibadetler
ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Örneğin
İslam'ın beş temel şartından
olan ibadetlerle ilgili olarak İbni Ömer
radıyallahu anhümâ'dan
rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem
şöyle buyurmuşlardır:

"İslam beş temel üzerine bina
kılınmıştır: Allah'tan başka ilâh
olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın
Resulü olduğuna şahitlik etmek.
Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı
hakkıyla vermek, Allah'ın evi Kâbe'yi
haccetmek ve Ramazan orucunu
tutmak."
(Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru
sûre(2) 30; Müslim, Îmân
19-22. Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 3; Nesâî, Îmân
13)

Bu
ibadetler içinde hem Kuran’da hem de Resulullah (sav)’in hadislerinde
en çok üzerinde durulanlardan biri şüphesiz ki namaz ibadetidir. Namaz
müminler
için bir kalkandır, kötülüklerden alıkoyar, iyiliklere, barışa,

esenliğe, kardeşliğe götürür. Allah (cc) bir ayette şöyle
buyurmaktadır:


"Sana kitaptan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl.
Gerçekten
namaz, çirkin utanmazlıklardan ve kötülüklerden alıkoyar.
Allah’ı
zikretmek muhakkak en büyüktür..."
(Ankebut Suresi,
45)

Peygamberimiz (sav) bir hadisinde de, ahirette
muhasebesi yapılacak
ilk amelin namaz olduğunu ve kulun namazları
tamamsa kurtulacağını, aksi
takdirde hüsrana uğrayacağını

bildirmiştir. (Tirmizî, Mevâkît 188.
Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât
149; Nesâî, Salât 9; İbni Mâce, İkâmet 202)

İbni Mes'ud (ra)’dan
rivayet edilen bir başka hadiste ise, "Resulullah
(sav)’e hangi
amel daha faziletlidir?"diye sorulduğu, Hz. Muhammed
(sav)'in
"Vaktinde kılınan namazdır."
(Buhârî, Mevâkît 5, Cihâd 1,
Edeb
1, Tevhîd 48; Müslim, Îmân 137-139. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 14,
Birr
2; Nesâî, Mevâkît 51) diye cevap verdiği bildirilmiştir.

Kendisi
namaz konusunda her zaman çok titiz davranmıştır, ayakta
duracak
hali kalmayıncaya kadar namaz kılmaya devam etmiştir.

(Buhârî,
Tefsîrû sûre (48), 2; Müslim, Münâfikîn 81)

Resulullah Efendimiz
(sav)'in namaz ile ilgili diğer bazı hadisleri
şunlardır:

Câbir
radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu

aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Beş vakit namazın benzeri, sizden
birinizin
kapısı önünden akıp giden ve her gün içinde beş defa yıkandığı
bol
sulu bir ırmak gibidir."
(Müslim, Mesâcid 284)

Câbir
radıyallahu anh şöyle dedi:- Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem'i:"Gerçekten
kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terketmek
vardır"

buyururken işittim. (Müslim, Îmân 134. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd,
Sünnet
15; Tirmizî, Îmân 9; İbni Mâce, İkâmet 17)

"Cemaatle kılınan
namazın sevabı yalnız başına kılınan namazdan yirmi
derece efdal (en
faziletli, en üstün olan)dir."
(Buhârî, Ezân 30;
Müslim,
Mesâcid 249. Ayrıca bk. Nesâî, İmâmet 42; İbni Mâce, Mesâcid
167)

Bu
hadis-i şerifler namaz ibadetinin ne kadar önemli olduğunu ve bu
ibadette
çok titiz olunması gerektiğini açıkça bildirmektedir. Namaz,
vaktinde
ve huşu içinde kılındığında Allah (cc) Katında makbul bir
ibadet
hükmündedir. Dolayısıyla namazı kazaya bırakmamak gerekir.
Kuran’da
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"… Çünkü namaz, mü'minler
üzerinde vakitleri belirlenmiş bir
farzdır."
(Nisa Suresi,
103)

Ancak eğer namaz istemeyerek de olsa vaktinde
kılınamamışsa, mutlaka
kaza edilmeli, namazı kaçırdım diyerek kaza
namazları ihmal
edilmemelidir. Kaza namazlarında da mutlaka sünnet
namazlarını da eda
etmeli bu sırada namazın tadil-i erkanına
(namazın bütün esaslarını
usülüne göre yerine getirmeye) dikkat
edilmelidir. Çok faziletli bir
ibadet olan namaz, Kutlu
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in buyurduğu
gibi her Müslümanın
“gözünün nurudur”.

Bir Müslümanın özürsüz olarak sünnetleri terk
etmesi İslam’ın ruhuna
aykırı bir durumdur. Bütün Müslümanlar
Resulullah (sav)’in sünnetlerini
hayata geçirmeli, onun
uygulamalarını titizlikle tatbik etmelidirler.
Bir ayet-i kerimede
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"Andolsun ki Allah,
mü'minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir
peygamber göndermekle
lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini
okuyor, onları
arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan
önce ise
onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler."
(Al-i İmran
Suresi,
164)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:13 am

Namazı Huşu İçinde Kılmak
İmandan sonra gelen en önemli ibadetlerden
olan namaz, müminlere
hayatları boyunca sürdürmeleri emredilen,
vakitleri belirlenmiş bir
ibadettir.

Günde beş vakit kılınan
namaz bazı insanların üzerindeki unutkanlık ve
gafleti yok eder,
müminin bilincini ve iradesini canlı tutar. Müminin
sürekli olarak
Allah'a yönelip dönmesini sağlar ve Yaratıcımız olan
Allah'ın
emirleri doğrultusunda bir yaşam sürdürmesine yardımcı olur.
Namaz
kılmak için Allah’ın huzurunda duran kişi, Allah ile güçlü bir
manevi
bağlantı kurar. Namaz ibadeti, başta peygamberler olmak üzere tüm

iman edenlere farz kılınmış bir ibadettir. Tarih boyunca insanlara
gönderilmiş
olan peygamberler kavimlerine Allah'ın farz kıldığı bu
ibadeti
tebliğ etmişler, kendileri de hayatları boyunca bu ibadeti en
güzel
ve en doğru şekilde uygulayarak tüm müminlere örnek olmuşlardır.
Bu
yönüyle namaz, Allah'ın elçilerinin kavimlerine yaptıkları fiili bir
tebliğ
şeklidir.

Huşu, 'saygı dolu korku' anlamına gelir. Namazı huşu
içinde kılmak ise
Yüce Rabbimiz'in huzurunda O'nun heybet ve
azametini kalbimizde
hissederek, O'na saygı dolu bir korku
besleyerek bu ibadeti yerine
getirmektir. Namazda, alemlerin Rabbi
olan Allah'ın huzurunda durduğunun
bilincinde olan bir mümin elbette
ki bu güçlü heybet ve korkuyu içinde
yaşayacak ve Allah'a bu
korkusu ve saygısı ölçüsünde yakınlaşacaktır.
Namaz ibadetini
hakkıyla yerine getirmek isteyen bir mümin, huşuyu
engelleyebilecek
şeylere karşı önlem almalı, namazda gereken dikkat ve
konsantrasyonu
sağlamaya azami titizlik göstermelidir. Rabbimiz, Kendi
huzurunda
durduğumuzda, sadece O'nu anmamızı, O'nu yüceltmemizi ve bütün

eksikliklerden münezzeh tutarak O'nu birlememizi buyurmaktadır. Namazı
dosdoğru
kılmak da tüm bunları gerçekleştirmek için bir fırsattır. Allah

ayette Kendisi'ni zikretmek için namaz kılınmasını buyurmaktadır:

Gerçekten
Ben, Ben Allah'ım, Benden başka ilah yoktur; şu halde Bana
ibadet
et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl.
(Taha Suresi,
14)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:13 am

ZUHRU AHİR


Peygamber

Efendilerimizin yaşadıkları zamandaki imkanları ile yaşamaya müsâit
lütfedilen
emr-i ilâhîler insanların dünyevî ve uhrevî yaşantılarında
kemâlatlarına
göre tanzim edilen tertîb-i ilâhîler ki, bunlar
şerîatlardı.
Kabîlelerin, yâni toplumların dünyâda huzur, birlik
berâberlik ve
âhiret hayâtında vâdedilen ebedî hayâtın sonsuz
nîmetlerini
kazanmaları için, emr-i ilâhîye uygun yaşamaya mecbur ve
muktedir
kılınan bahtiyar insan

“yeryüzünde
halîfemi yaratacağım”

hitâbının

sırrını anla. ALLAH

“biz,
insanı ahsen-i takvim üzere yarattık”

diyor.
En
güzel sîmâda yaratılmak şerefine nâil olan, kendinden daha güzel
yaratık
yaratılmadığını bilip de şımaran insan, bu

“âlemleri
yaratan benim, tanzîmini sen
yapacaksın”

hitâbına

nâil olup da, vazîfesini idrak edemediğinden, “hatâ ederim” zannı ile
cüz’î
irâdesini de kullanmayı bilmeyen insan, ALLAH’ın akıl, mantık ve
irâdene
verdiği güçte “O’nu görüyormuş gibi” hissedeceksin.


“Bu
meziyetlerde seni müsâit kıldım. Benim zâtıma eş
ve ortak tanıma. Bu
türlü ilme müsâit kılındın diye kendinde bir
şeyler görüp de uluhiyyet
iddiâsına kalkışma. Bu türlü yersiz
iddiâların sahtekarlıktan başka ismi
yoktur. Fiilî ve sübûtî
sıfatlarımın en çok sende zuhûru görülecek. Sen
benim yarattığım
abdimsin, kulumsun, Rab olamazsın.”

Peygamberimiz Efendimiz Muhammed Mustafâ (s.a.v)’e :
“Habîbim, ‘Rabbım ALLAH’ de,
dosdoğru yürü”


buyurmadı
mı?

ALLÂH’a inanmış, Âmentü’ye îman etmiş beşer

arasındaki düşünce farklılıklarının, hattâ aynı şerîatta görülen
ibâdete,
sünnete müteallik ayrılıkların az da olsa îzâhı mümkündür.
Bunlar
içtihâdî mevzûlardır.

Hicrî
5.
asırdan bu yana yalnız Türkiye’de uygulanan, başka İslam âleminin
bilmediği,
bilmek de istemedikleri “zuhr-u âhir ” denen, ALLÂH’ın emri,
Hazret-i
Resûlullâh’ın sünneti ile hiç ilgisi olmayan, Moğol
istilâlarının
hüküm sürdüğü bir zamanda Konya’da ihdas edilen ek ibâdet
usûlü ki,
namaz değildir. Hükümet ve devletin olmadığı yerde,
ulü’l-emrin icra
edilmediği yer -ki, darü’l-harptir- darü’l-harpte ise
cuma namazı
kılınmaz, diye uyduruk fetva verenler, zamanımıza kadar..

“İslam’da
yeri olmayan namaz” demiye hicap ediyorum, çünkü namazın iki kaynağı
vardır:

1:
Kitap, 2: Sünnet.
Başka
kaynak aranmaz. Beş vakit
namazdaki farzlar, Cumâ namazı için de geçerli
olup, hutbesiz Cumâ
namazı geçerli değildir. Bayram namazlarında hutbe
sünnettir.
Okunmasa da namaz tamamdır.

Sünnetleri
hafife almayasın. Kur’ân’da belirtilmemiş, Peygamber Efendimiz’in
ibâdet
ve amellerinde görülen hallerin cümlesine sünnet deriz.
Sünnetleri
emr-i ilâhînin dışında görme. Kur’ân’da sarih olarak
görülmediği
için sünnettir. İcmâ, kıyas edilleyi şeriye namaz için
geçerli
değildir.

Rabbımızın
lütuf ve ihsânı olan
en büyük bayram olarak belirtilen Cumâ günü, âyet
ve hadisle ifâde
edilen öğle vaktinde Cumâ namazı.. Hutbede bulunarak
imam efendiye
uyup iki rekat farzı kılan kişinin ALLÂH’ın emrine göre
cumâsı
tamamdır. Sünnetlerini de mezhebine tâbi olunan imam efendinin
içtihâdına
göre kılmaktır. Çünkü imam efendilerimizin aralarında
sünnetlere
dâir içtihat farklılıkları vardır. Hepsi de geçerli olup,
cumânın
sıhhatına halel getirmez.

İmâm-ı
A’zam Hazretleri hicri 75 senesinde dünyâya teşrif ettiler. 150
senesinde
irtihal eylediler. Makamları cennet olsun. Kendileri tâbiînden

olup, ashâbın yaşlıları ile görüştüler. Ve îzah ettiler:

“Hazret-i Resûlullah
(s.a.v) Efendimiz mescide
gelmeden önce dört rekat sünnet kılar, mescide
geldiklerinde hutbe
îrad ederlerdi. İki rekat cumânın farzını cemaate
kıldırır, hâne-yi
saâdetlerine gider, dört rekat da orada sünnet
kılarlardı.”

İmâm-ı
A’zam Hazretleri bu türlü beyan ve içtihat etmişlerdir.

İmâm Şâfiî
Hazretleri, İmâm-ı A’zam
Hazretleri’nden sonra dünyâya teşrif
ettiler. Cumânın sünneti hakkında
buyurdular ki :

“Cumâdan evvel iki
rekat, cumâdan sonra da iki rekat
Hazret-i Resûlullâh’ (s.a.v.) sünnet
kılardı.”

İmâm Mâlik ve
İmâm Hanbel hazretlerinin
içtihatları da :

“Cumâya gelmeden
evvel Hazret-i Resûlullah (s.a.v.)
iki rekat namaz kılar, farzdan sonra
başka namaz kılmazdı.”

şeklindedir.
ALLAH cümlesinden râzı olsun.

Cumâ Sûresi’nde
de müsta’celiyyet vardır :


“ALLÂH’ın
zikrinden sonra yeryüzüne
yayılınız, rızıklarınızı arayınız.”


On altı rekatlı hiç bir mezhep yoktur.
Dikkat
edilirse, yalnız sünnet üzerinde ihtilaf değil, içtihat
değişikliği
vardır. Kimsenin namaza rekat ilâve etmesi uygun olmayıp,
hatâdır.

Bâzı
kimseler çok
ibâdet ve tâatla çok kazanacağını zannederler. Her
şeyin ifrâtı
yasaklanmıştır. Misâl olarak, seferde olan dört rekatlı
farz namazları
iki rekat kılmayı Hazret-i ALLAH emrediyor. Fazla
kılarsan ne olur? Âsî
olursun, emr-i ilâhîye karşı geldiğin için.
“Hiç fazla namaz kıldı diye
insanı döverler mi? Fazla mal göz mü
çıkarır?” gibi sözlerle emr-i
ilâhîyi basit bir hâdise gibi gösterip
günâha girme. “Zuhr-u âhir” diye
bir namaz yoktur. İslamiyette
şüpheli ibâdet olmaz.şüpheli ibadete
sıhhatlidir diye kimse cevaz
veremez Evham, rûhî hastalıktır. Namaz
husûsunda ilham ve rüyâ ile
de amel edilmez. Sahîh-i Buharî’nin
(Tecrîd-i sarîh Tercümesi)
üçüncü cildinde Cumâ bahsinde bildirildiğine
göre, Peygamber
(s.a.v.) Efendimiz hutbe îrad edip, buyurdular ki
:

“Cumâ size kıyâmete
kadar farz kılındı. İster âdil
imam, ister zâlim imam zamânında olsun,
kim ki, Cumâ namazını
sebepsiz yere terk ederse, iki elim yakasındadır.
ALLAH işini rast
getirmesin.. onun Ne namazı vardır, ne orucu, ne haccı,
ne de
zekatı... Vaktâ ki, tövbe ve istiğfar etmiş ola.”

Büyük fıkıh âlimi
İbn-i Nuceym buyururlar ki :

“Zuhr-u
âhir kılan kişi ilim
yoksunudur.”

Kütüb-i
sitte’den olan Sünen-i
Dârekutnî Tercümesi, 2. Cilt sahîfe 10’da
şöyle ifâde olunur:


“Zuhr-u âhir kılan
şüphesiz günahkardır.”

Diyânet
İşleri Başkanlığı da
Şerîat-i Muhammedî’de 92 hurâfa ve bidat
tespit etti. Ama umûma
îlânından çekindiler. Fakat ben bu listenin
bir nüshasını elde ettim ve
çoğaltıp, dağıttım. Bidat ve hurafaların
başına yazmışlar, zuhr-u âhir
diye bir namazın olmadığını. Merhum
cennet-mekan Hamdi Akseki buyuruyor
ki :

“İmam efendilerimizin
cumânın sıhhati ve vücûbu
hakkındaki ihtilafları
“muhtelefun fîh”tir
(kesin olmayan,
ihtilaflı konulardandır).
Cumânın
farziyetine
te’sir edici değildir. Şöyle ki, Cumânın vücûbunun sıhhati
hakkında
ictihâdî ihtilaflar musallînin (namaz kılanın) daha mutmain
olması
içindir. Hiç bir içtihat cumânın farziyetini bozmaz. Nitekim öyle

olmuştur.”

Türkiye’den başka İslam
ülkelerinde zuhr-u âhir diye bir
şey bilmezler. Çünkü kesinlikle
yoktur. Bir namazın iâdesi farzın
terkinden îcap eder. Vâcibin
terkinden, farzın te’hirinden sehiv
(yanılma) secdesi lâzım gelir.
Hazret-i ALLAH Türk milletini de bu gibi
anlamsız ibâdetlerden
kurtarsın.

Katılaşma... Hazret-i
Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin,

“Zorlaştırmayın,
kolaylaştırın; daraltmayın, genişletin;
ikrah ettirmeyin, sevdirin

hitâbını hâfızana iyi
yerleştir. : “ rahmet-i ilâhîden
Hazret-i Resûl-i Ekrem
Efendimiz’in, cümle peygamber efendilerimizin,
evliyâ, velî, şühedâ,
ALLÂH’a şirk koşmamış, nedâmet duyarak, tövbe,
istiğfar etmiş,
gerçek kulluğunu idrak eden mü’min kullar... Rabbımızın
rahmet
hazîneleri... ALLAH cümleye şefaatçi kılsın.

Onların dünyâ ve
âhiret yaratılışları şefaattir.
Yaratılış, sebeb-i hikmettir,
rahmettir, mağfirettir. Hazret-i ALLAH’ın

“Ve-mâ-erselnâ
ke illâ
rahmeten li’l-âlemîn”

buyurmasını, o nûru
taşıyan bahtiyarları, niçin nûr-u
Muhammedî, rahmet-i ilâhî olarak
göremiyorsun? Madde âleminden öte
görgüye sâhip olmadan,
ilme’l-yakîn ile iktifâ edip, ayne’l-yakîn,
hakkA’l-yakîn
yaşamadıkça mana ilminin garibisin. Bu yaşantı mensup
olduğun
şerîatın maddesini, mânâsını kelime olarak ifâde etmek değil,
hal
olarak yaşamaktır.

Tasavvuf, semâvî dinlerin
özü ve mânâsıdır; ehli aşkın
rahmet yoludur ayrı ayrı mütâlaa
edemezsin;

dînin cüzünden ferâgat,
küllünden ferâgattır.

Mânâdır. Şer’î hükümler
değişse de mânâ değişmez. Onlarda
cennet arzusu, cehennem korkusu
vardır. Ama beşerî zaafından öte
gitmez. Esas olan istekleri,
arzuları rızâ-i Bârî ve cemâlullahdır.
Bunun ismi aşk-ı ilâhîdir.
Anormallik, mecnunluk, asalaklık,
başkalarının sırtından geçinmek,
çoluğunu çocuğunu ihmal ederek perişan
etmek değil.

Verdiğini geri alması
beşerde ayıplanıyor. Beşere
yakışmayanı Hazret-i ALLÂH’a nasıl uygun
görüyorsun? Evet izn-i ilâhî
olmasa Habîbin de şefaat edemez. İzni
olmadan, elbette... Karşı çıkacak
bir güç var mı? Şefaati, rahmet-i
ilâhîyi nerede bekliyorsun? Bu
rahmetlerin zuhûru o anlamı taşımıyor
mu?

Bâzı kişiler zaman zaman mehdilik iddiâsında
bulunurlar.
Her zaman böyle zevâta rastgelmek mümkündür. Mânâlarında
“--Mehdisin”
denir. “Mehdi” mensup olduğu dine samîmiyetle hizmet
edenlere
verilen bir isimdir. Mürşit değildir, Mehdi, resul hiç
değildir.
Böyle sîmâlar mehdilik, resullük iddiâ ediyorsa -ki, ona karşı

teknoloji duracak, silahlar patlamayacak- “--mehdi, resûlüm” diyen
zât-ı
muhterem kendi kendine bu deneyi yapabilir. Tutukluk yapmayan bir
silahı
bedenine doğru patlatır. Buna rağmen ayakta durabiliyorsa Mehdi
Resul’dür.
Tebrik ederim. Başka türlü olursa ona tâbi olan mâsumlar
kurtulmuş
olur. Mehdi Resûl’ün gelmesine inanmak îmânın şartından
değildir.

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

PİRİ

GALİBİ

H.GALİP
HASAN KUŞÇUOĞLU.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:13 am

Namaz
Vakitlerinin Sırrı


Âlem öyle nurlu bir sarmal
içinde ki, her
an beş vaktin beşi de dünya içinde ayrı ayrı yerlerde
yaşanabiliyor. O
vakitlerin öyle güzel sırları var ki, bize
kulluğumuzu ve ahireti
hatırlatıyor. Namaz, Rabb’imizin “Celal”ine
karşı kavlen ve fiilen
“Sübhânallah” deyip takdis etmek, “Kemal”ine
karşı, lâfzan ve amelen
“ALLAHü Ekber” deyip tâzim etmek. “Cemal”ine
karşı da kalben, lisanen ve
bedenen “Elhamdülillâh” deyip
şükretmektir.
İbâdetin mânâsı da kulun
Rabb’ine karşı
kendi kusurunu, acz ve fakirliğini görüp her şeyi
elinde tutan Yüce
Rabb’imizin önünde hayret ve muhabbetle secde
etmektir.


Her namaz vaktinde ruhumuzda canlanan
şey, tek ve sonsuz olanın O (cc)
olduğudur, bakî, sermedî, ebedî
olan O’dur. Nurun kaynağı, ebedi
saadetlerin sahibi O’dur. Her namaz
vaktinde zihnimizde bu duygular
sümbüllenir.


Başka
bir kapı yoktur. Başımızda ecel kılıcı, ensemizde Azrail’in (as)
nefesi
bulunmaktadır. Kabrimizi karanlıklar yurdu olmaktan çıkarıp
Cennet
bahçelerinden bir bahçe haline getirecek olan şey imanımız,
amelimiz
ve Rabb’imize olan muhabbetimizdir. Ümidimiz O’nun (cc)
rızasına,
Habibi’nin (sas) şefaatine nail olmaktır. Bu yüzden her bir
namaz
vaktinde gizlenmiş sırlara vâkıf olmamız gerekir.


Bediüzzaman
Hazretleri, namaz vakitlerini izah ederken gece ve
gündüzlerin
alemin büyük saatinde “saniyeler”, senelerin “dakikalar”,
ortalama
insan ömrünün “saatler” ve alemin hayat devirlerinin de
“günler”
hükmünde olduğunu belirtiyor. Yine bunların birbirine
baktığını,
birbirine misal olduğunu, birbirinin hükmünde olduklarını ve
hatırlattıklarını
ifade ediyor.

SABAH VAKTİ:
Yepyeni
bir başlangıçtır

Sabah tatlı bir neş’edir.
Mahmurluk
perdesi altında alemde pırıl pırıl tecelli eden yaratılışa
aynadır.
İmsak vakti, yani sabah namazı vaktinin girmesi, yani
şer’i günün
başlayışıyla yepyeni bir hayat başlar. Her bir namaz
vakti için bir
saati göz önüne getirelim (dijital saati değil!).
Akrep, sabah namazı
vaktini gösterdiğinde o an aynı zamanda, bizim
anne karnına düştüğümüz
ânı, yine kâinatın yaratıldığı 6 günden ilk
günü ve yıl içindeki bahar
mevsimini gösterir. Elimizi ALLAHü Ekber
deyip kaldırdığımızda
zihnimizde ana rahmindeki halimiz ve kâinatın
Rahmetenlil Alemi’nin
(sas) yüzü suyu hürmetine ve yine O’nun (sas)
nurundan yaratılışı
canlanır. Tesbih, tahmid ve tekbirlerimiz hep o
hale şükür içindir.

ÖĞLE VAKTİ:
Gençlik
ateşi ve Cehennem!

Öğlenin şiddetli
hararetinin başları
yaktığı zaman, yazın en sıcak dönemine, insanda
gençliğin söz
dinlemeyen en ateşli çağına işaret eder. Yine, öğlenin
sıcağı bize
hiçbir gölgenin bulunmayacağı mahşer gününü hatırlatır.
Kainatın ömründe
ise öğle vakti Hz. Âdem’in yeryüzüne iniş dönemine
işaret eder.

İKİNDİ VAKTİ:

Ömrün
sonu ve sonbahar

İkindi vakti, güneşin
renginin
sarardığı, batmaya meylettiği zamandır. İçinde sonbahar
hüznünü de
taşır. Yine, insanoğlunun da artık saçlarına ak düşüp,
belinin yavaş
yavaş bükülmeye başladığı, dünya lezzetlerinin de
“acılaşmaya” başladığı
döneme işarettir. İkindi vakti, insanoğlunun
ve kainatın son dönemine
de işaret eder. Yine, son peygamber olan
Efendimiz’in (sas) vazifeye
başlamasıyla âlemin son sürece girişini
de hatırlatır. Biz ikindi
vaktini yaşarken az sonra güneşin
batacağını, yakında kendimizin ve
kâinatın da öleceğini düşünürüz.
İkindiyi eda edip de her şeyin batmaya
doğru gittiğini görürken tek
sığınılacak kapının Rabb’imiz ve O’nun
Resulü’nün sünnet-i seniyyesi
olduğunu tefekkür ederiz.

AKŞAM VAKTİ:
Ölüm
ve kıyamet ânı

Artık gün batmıştır. Ferdi
olarak
imtihanımız bitmiş, son nefesimizi vermişiz. Ne güneşte o
cebbar
yakıcılıktan, ne de bizde küçük dağları ben yarattım
havasından eser
kalmıştır. Sonbahar gibi ikindinin tatlı serinliği
geride kalmış, güneş
kaybolmuş, hafif bir kızıllık dışında ondan
hiçbir eser görünmüyor. Az
sonra günle birlikte biz de karanlıklara
karışmış olacağız. “Güneş
katlanıp dürüldüğünde, yıldızlar
döküldüğünde, dağlar yürütüldüğünde...”
(Tekvir, 81/1-3) ikazları
kulaklarımızda çınlıyor. Akşam ezanı
okunduğunda ve namaz için
ellerimizi kaldırdığımızda sanki kendi cenaze
namazımızla birlikte
tüm kainatın cenaze namazını da kılıyor gibi
oluruz. Önümüzdeki
tabutta hem geride kalan gün, hem sonbahar mevsimi,
hem kendi
cesedimiz, hem de tüm canlıların naaşı vardır. Bu namaz bu
kadar
hüzünlüdür. Artık geriye dönüş yoktur. Alem susmuş, Sûr
üfürülmüştür.
Bütün diklenişler, bütü ceberrutluklar son bulmuş, müthiş
bir
sessizlik, alemi kaplamış, İlahi kader ânı beklenmektedir. Geriye
dönüş
artık mümkün değildir ve “keşke”ler, “eyvah”lar dönemi
başlamıştır.

YATSI VAKTİ:
Büyük sessiz karanlık

Artık
geride kalan ne güne ne mevsimlerin tatlılığına, ne de insan
olarak
“yaşadığımıza” dair hiçbir iz yok. Gündüzün ne sıcağı ne de ışığı

kalmış. Bizim için de acı son gerçekleşmiş. Kimse, kendi torunlarımız
bile
bizi hatırlamıyor, çoğu ismimizi bile unutmuş. Hayat susmuş, kainat
dahi ölmüş. Toprağın üstündeki tüm cıvıltı, kargaşa sona ermiş. Herkes
hesap
gününü bekliyor. İşte bu kadar karanlıklar içinde o geceyi ancak
“teheccüd”ümüz
aydınlatabilir, bize yoldaş olabilir. O karanlıkları
aydınlatacak
yegane nur kaynağı odur.


İKİNCİ SABAH VAKTİ:

Ba’sü
ba’del mevt


Yeni doğan güneş ise
haşrin sabahını ihtar eder. Sur yeniden üfürülmüş,
ruhlar yeniden
iade edilmiş, milyarlarca insan haşir meydanında
toplanacak, ölüler
yerden bitkiler gibi bitirilecek. İşte bu şuurla
kılınan namazın
kişiye faydası olur. “Desinler”, “görsünler” için
kılınan namazın
kimseye faydası olmadığı gibi maalesef zararı da
olacaktır. Evet şu
gecenin sabahı ve şu kışın baharı, ne kadar mâkul ve
lâzım ve kat’î
ise, haşrin sabahı da, berzahın baharı da o
kesinliktedir. İşte bu
beş vaktin her birinde bir mü’him, inkılâp
başındadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:14 am

Ezanla Namaz Arası





Torunu, bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla
sorar:

"Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?"
Dede tatlı bir
gülücükle:
"Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum." deyince torun:
"Nasıl
yani, ömür bu kadar kısa mı?"
"Evet yavrum. Ömür, namazsız ezanla,
ezansız namaz arası kadardır." diye
dede biraz daha açar ilk sözünü.
Torun yeniden sorar:
"Namazsız ezan ve ezansız namaz" ne demek
dedeciğim?
Dede torununa şefkatle açıklar:
"Bak yavrum, geçen
hafta komşumuzun çocuğu doğdu. O çocugun kulağına ben
ezan okudum,
hatırladın mı?"

- Evet, dedeciğim.
- İşte o ezanın namazı
yoktur, sen de gördün ki namaz kılmadık.
- Haklısın dedeciğim, şimdi
fark ettim.
- Pekiyi geçen ay dayın vefat ettiğinde onun cenazesini
bizim camiye
getirdiğimizde sen de vardın. Hatırlarsan dayın için
cenaze namazı
kıldık hep beraber.
- Evet dedeciğim, yengem cok
ağlamıştı.
- Dikkat ettiysen o namaz için ezan okunmadı, çünkü
cenaze namazının
ezanı olmaz.

Aslında cenaze namazının ezanı
merhum dayın doğduktan sonra minik bir
bebekken kulağına okunmuştu
diye düşünebilirsin. İşte yavrum hayatımız
bu namazsız ezanla başlar
ve bu ezansız namazla sona erer, ama bu sona
eriş bir başka
baslangıca işaret eder.

"Hayat, EZANLA NAMAZ ARASI KADAR SÜRER"

Sakin
sana verilen ömür sermayesini ziyan etme yavrucuğum.
Ömrünü hayırlı
işlerle dolu dolu geçir, bir nefes bile boşluk bırakma!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Saldir10
Reklam : Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... 2usehia

Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... Empty
MesajKonu: Geri: Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...   Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır... EmptyPerş. Nis. 29, 2010 10:14 am

Namaz kılmak bize ne kazandırır ??
"Namaz
bize ne kazandırır mı?"
diyorsunuz.


Her
şeyden önce ALLAH'a kul
olmayı kazandırır. ALLAH'ın davetine icabet
etmeyi, O'nun huzurunda
bulunmayı, ALLAH tarafından kabul edilmeyi;
ALLAH ile beraber olmanın
zevkini, hazzını, lezzetini ve keyfini
kazandırır.

Çünkü namazın verdiği zevk

hiçbir şeyde yoktur. Dünya açısından baktığımızda hiçbir zevk
namazın
zevki kadar sürekli ve kalıcı olamaz.


Şiddetli bir açlık sonrası yediğiniz bir yemek, kavrulur
derecede bir
susuzluk sonrası içtiğiniz buz gibi bir su; daha başka
nimetler, ev,
araba, eş, evlat, mal, mülk, makam, mevki, rütbe ve
daha niceleri,
namaza sahip olmanın zevkini verebilir mi?


Çünkü bunların hepsi geçici,
bitici, sonlu ve fani...

Namazın bunlarla kıyas
edilmesi mümkün değil. Bu nimetlerin
hiçbiri namazın yanından bile
geçemez.


Namaz
farklı bir lezzet,
farklı bir tat, farklı bir nimet ve nimetler
üstü bir nimet. Namazın ilk
nimeti "namaz ihtiyacını duymak, namaz
açlığını hissetmek"tir.


İkincisi, namazı
beklemek,
saatler öncesi hasretini çekmek, namazı özlemek, bir aşk
derecesinde
sevmek, sevdalısı olmak, hem de kara sevdalısı. Namazsız
bir hayatı
düşünememek, hatta "namazsız nasıl yaşanır"ı
anlamamak...

***
Namaz öyle bir duruş ki, O'nun
huzurundasınız, O sizi
görüyor, O sizinle ilgileniyor, O size değer
veriyor, O sizi kul
olarak kabul ediyor, O sizi seviyor, sevdiriyor,
sevindiriyor,
sevimli kılıyor ve siz de bu sevinci bütün duygularınızla
yaşıyorsunuz.


O size olan sevgisini, verdiği
nimetlerle anlatıyor, sizden
karşılık bekliyor. Siz de O'nun
sevdirmesine karşılık ibadetinizle,
namazınızla, secdenizle,
kulluğunuzla kendinizi O'na
sevdiriyorsunuz. Böylece ALLAH katında
sevimli ve sevgili bir kul
oluyorsunuz.


Bütün dünya, yeryüzündeki
bütün
insanlar sizi sevse fakat ALLAH sevmese, bu sevginin bir değeri,
bir
anlamı, bir geçerliliği olur mu?

***
Düşünebiliyor musunuz? Taş
olabilirdiniz, olmadınız, bir
bakır madeni olmadınız, bir bitki, bir
odun parçası, bir karınca,
bir böcek, daha büyüğü bir fil de
olabilirdiniz. Hiçbiri değilsiniz.
Bir de "Ne olmak isterdiniz?" diye
sorulmamış, böyle bir tercihle
karşı karşıya kalmamışsınız.


Yıllar sonra
insan olduğumuzu
fark ettik, bebeklik ve çocukluk dönemlerini
geçtikten sonra...


Sadece insan
olma
nimetine karşı günlerce, yıllarca alnımızı secdeden kaldırmasak az
bile
gelir.

***
Namazı anladık, namazın
huzurunu, bereketini tattık,
namazlaştık. Asıl kazanç gelecekte...


Yarın
kabirde ışık ve arkadaş,
Büyük Mahkeme'de elimizde kurtuluş
senedi/beratı, Sırat köprüsünde bir
Cennet burağı/bineği, Cennetin
kapısına taşıyan bir vasıta olan namazın
az mı kazancı/kârı var?


Ama bu bir nasip meselesi,
nasiple birlikte bir istek ve
bir kabul.
Ebedi huzur, ebedi saadet
ve ebedi nimetler
namazın yanında yer alıyor.


Günde bir saatlik bir mesai insanı ALLAH'a taşımıyorsa,
yaşamanın sonu
ne ola ki...
Mehmet Paksu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
 
Namazlar İle İlgili Bilgiler Bu Başlıktadır...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İslam İle İlgili Shape
» Petlerin LvL Atlamasıyla İlgili Herşey
» Evrimle İlgili Sorular ve Cevaplar
» Vatan Sevgisiyle İlgili Sözler - SMS'ler!
» Ünlü Rus Yazarın İslam Peygamberi ile İlgili Yayımlanmayan Risalesi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
WebOgrafya | Webin Coğrafyası. :: İslam ve İnsan Bölümleri :: İslami Sorular ve Cevaplar-
Buraya geçin: