WebOgrafya | Webin Coğrafyası.
Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu] Uyeoll10
Sitemizi Firefox İnternet Tarayıcısıyla Daha İyi Görebilirsiniz.
Mozilla Firefox 3.6 Download
Sitemizden Yararlanmak İçin Üye Olun Yada Giriş Yapın.
WebOgrafya | Webin Coğrafyası.
Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu] Uyeoll10
Sitemizi Firefox İnternet Tarayıcısıyla Daha İyi Görebilirsiniz.
Mozilla Firefox 3.6 Download
Sitemizden Yararlanmak İçin Üye Olun Yada Giriş Yapın.
WebOgrafya | Webin Coğrafyası.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
WebOgrafya | Webin Coğrafyası.

Türkiye'nin Paylaşımcı Forumu
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap


 

 Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu]

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Da®kAngéLs
Felix F. | Bendeki Sen
Felix F. | Bendeki Sen
Da®kAngéLs


Mesaj Sayısı : 1302
Tecrübe Puanı : 3627
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 30
Nerden : Geldim Ben Buraya?
Ruh Hali : Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu] Saldir10
Reklam : Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu] 2usehia

Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu] Empty
MesajKonu: Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu]   Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu] EmptyPaz Mart 28, 2010 3:52 pm

kaynak: http://gossipgirl.4ulike.com/garip-olaylarkorku-bolumu-f66/ataturkun-tabutunun-acildii-gun9-kasm-1953-t177.htm#450
Kefen
sıyrıldı ve..Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu] Wmplayer20060331135630508jxÖzel solüsyonla ıslatılmış pamuk kitlesi kaldırılınca
Ata'nın
yüzü
ortaya çıktı. Derisi kahverengi bir hal almış, ama hatları
bozulmamıştı.Sanki
uyuyordu...

8 Kasım 1953 Pazar gecesi saat 23.00'da Prof. Dr.
Kamile
Şevki
Mutlu'nun ev telefonu çaldı. Prof. Mutlu, Ankara Tıp
Fakültesi
Histoloji ve Ambriyoloji Kürsüsü Başkanı'ydı.Patalogdu.
Arayan
ise
Ankara Valisi Kemal Aygün'dü...
Aygün, "Hocam" dedi,
"10 Kasım günü Atamızın naaşını
Anıtkabir'e taşıyacağız. Bunun için
bir komite kurduk. Naaşı
geleneklere uygun olarak toprağa
defnedeceğiz. Ancak bozulmadan
korunduğunu belgelemek için muayene
etmenizi rica
ediyoruz."Prof. Mutlu
önce reddetti. Mutlu, o sırada
40 derece ateşle yatıyordu.
Hastalığını
gerekçe göstererek bu
görevi bir başka meslektaşının yapmasını
rica
etti.Ancak Vali
Aygün ısrarcıydı: "Ben sizi sarar sarmalar
***ürürüm,
bu tarihi
bir görev" dedi. Mutlu kabul etti ve 9 Kasım sabahı
Etnografya
Müzesi'ne gitti. Başbakan Adnan Menderes oradaydı.
Meclis
Başkanı
Refik Koraltan ve eski başkan Abdülhalik Renda
da...Mutlu,
görevden
affını istemekle ne büyük hata ettiğini o zaman anladı.
Gerçekten
tarihi
bir tanıklıktı bu...
Ata'nın gül ağacından tabutu, 4 Kasım günü,
geçici
kabrinden
çıkarılıp müzenin holündeki mermer katafalka
konulmuştu. Bir
hafta
boyunca sırayla öğrenciler, subaylar ve
generaller katafalk
başında
nöbet tutmuştu. Nihayet tabutun açılma
günü gelip de komite
üyeleri
tamam olunca Prof. Kamile Mutlu
"Başlayın" talimatını verdi.
Bunun
üzerine tabutun vidaları
söküldü. Tahta tabutun içinde madeni
bir
sanduka bulunuyordu. Bu
sandukada gaz birikmiş olma ihtimali
düşünülerek önce bir burgu ile
delik açıldı. Gaz ya da koku
çıkmadı.Sanduka
talaş doluydu.
Sandukanın
içi, muhafaza solüsyonu ile ıslatılmış tahta talaşı
doluydu.
Bu
talaş, naaşın ayak yönüne doğru toplandı. Talaşın arasında,
ağzı
kapalı
ve içi sıvı dolu bir şişe bulundu. Bu,cesedi muhafaza
için
kullanılan
solüsyondan bir numuneydi. Üzerinde terkibi
yazılıydı.Ata'nın naaşı
beyaz kefene sarılmış, sonra kahverengi
bir
muşambayla
kaplanmıştı.Sargıları açmaya başladılar. Herkes
nefesini
tutmuştu.
Çünkü, "Naaş çürüyüp bozulmuş, çıkan gazlar tabutu
patlatmış,
nöbetçi
er, kokudan bayılmış" diye bir sürü söylenti
geziniyordu. Ve 15
yıl
sonra ilk kez Ata'nın yüzünü göreceklerdi.Kefenin sargıları
aralanınca
Prof. Kamile Şevki Mutlu, orada bulunanların
yardımıyla
katafalka
çıktı ve Atatürk'ün yüzüne baktı. Ata'nın derisi
kahverengi
bir
hal almış, ama yüz hatları bozulmamıştı. Menderes sapsarı
olmuştu
Prof.
Mutlu, gördüğü tabloyu daha sonra şöyle
anlatacaktı:"Yüzünü örten
ıslak
pamuk kitlesi kaldırılınca Ata'nın heykel gibi duran yüzü
ile
karşılaştım.
Uzun sarı saçlarından ince bir tutam, sol göz
kapağının
üzerine
düşmüştü. Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'ndaki yatağında
uyuyor
gibiydi."
Prof.
Mutlu, kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun
başına
çağırdı.
Onlar da tek tek tabutun içine baktılar.En başta
Başbakan
Adnan
Menderes vardı. Koyu renk takım elbisesi içindeki Menderes
de
yanındakilerin
yardımıyla katafalka çıktı,ürkek bir şekilde
aşağı,
tabuta doğru
baktı. O an ne olduğunu Prof. Kamile Mutlu'dan
aktaralım: "Menderes
çok heyecanlandı.Rengi sapsarı oldu. Bir de
baktım
ki, müzenin
kapısına doğru gidiyor. Atatürk'ün yüzüne bakmadı.
Tahmin
ediyorum,
kendinde o kuvveti bulamadı. En sona Abdülhalik Renda
kalmıştı. O da
Ata'yla karşı karşıya gelir gelmez tabutun yanına
yığılıverdi.
Salondaki
herkes Atatürk'ü tek tek gördükten sonra naaş,
tekrar
solüsyonla
ıslatıldı. Ata'nın başı pamuklarla örtüldü ve vücudu
beyaz
kefenle
sarıldı. Bu sırada bir komiser,orada görevli adli tıp
doçenti Dr.
Cahit
Özen'in yanına yaklaşıp avucunda taşıdığı bir kâğıdı
gösterdi ve
şöyle
dedi:"Bu kâğıdı,Atatürk'ün hemşiresi Makbule Hanım
gönderdi.Kefenin
içine Atatürk'ün göğsü üstünekonmasını
istiyor."Doç.
Özen, kâğıda
bir göz attı. Eski Türkçe bir şeyler yazılıydı.
"Böyle bir
kâğıdı
Atatürk kabul etmez. Bize kızar, darılır" dedi.Komiser
kâğıdı
katlayıp
cebine koydu ve uzaklaştı. Bütün işlemler bittikten
sonra
salonda
bulunanlar naaşın iki yanından geçip hep bir ağızdan
besmele
çektiler
ve cesedi yeni tabuta yerleştirdiler. Bu tabut da 15
yıl
içinde
yattığı büyük gül ağacı tabutun içine konuldu. Üzeri
bayrakla
örtüldükten
sonra kapağı kapatıldı.
Ve 10 Kasım sabahı, Ata'nın naaşı 15 yıl
önce onu
Dolmabahçe'den Ankara'ya taşıyan top arabasına yerleştirilip
son
durağı
olacak Anıtkabir'e taşındı. Artık ebediyen orada
kalacaktı...
Atatürk'ün tabutu, Menderes'in huzurunda açılmıştı
Ata'nın
15 yıl Etnografya Müzesi'nde bekletilen naaşı,12
askerin
omuzları
üzerinde oradan alınmış ve 136 asteğmenin çektiği bir
top
arabası
ve matem marşı eşliğinde Anıtkabir'e taşınmıştı.Radyodan
naklen
yayımlanan
o görkemli tören, en az 15 yıl önceki kadar
hüzünlüdür.Ancak
o
törenden hemen önce yaşananlar, tarihçilerin pek ilgisini
çekmemiştir.
Bilindiği gibi, Anıtkabir yapılana dek, Atatürk'ün
naaşının
korunabilmesi için "tahnit" denilen bir işlem
yapılmıştı.
Gülhane
Patolojik Anatomi profesörü Dr. Lütfi Aksu tarafından
gerçekleştirilen
bu işlem sırasında naaşa, şırıngayla özel bir
formül
enjekte
edilmiş ve üzerine formüllerin yapıştırıldığı iki küçük
ilaç
şişesi,
Ata'nın koltuk altlarına yerleştirilmişti. Bu işlem
sayesinde
Ata'nın
naaşı da -diyelim bugün Lenin'in mozolesinde olduğu gibi
-
öldüğü
günkü haliyle korunabilirdi. Ancak İslam dini, ölünün
defnini
şart
koştuğundan,geçici tahnitin bozulması şarttı.
Nakilden önce, bu
işlem için bir komite kuruldu. O
komite,törenden bir gün önce,
Başbakan Adnan Menderes'in
huzurunda
Atatürk'ün tabutunun
açılmasını kararlaştırdı.Tabut açılınca
tahnit
bozulacak ve ceset
çürümeye başlayacaktı.Bir başka deyişle
Atatürk'ün
(mumyalanmış
gibi) korunmuş naaşını son görenler, o törene
katılanlar
olacaktı.
Atatürk'le ilgili belgesel çalışmaları sırasında o
törene
katılanların
bir kısmıyla konuşmuştuk.Bu yazıda yer alan
bilgilerin bir
kısmı o
tanıklıklara, önemli bir bölümü ise değerli Atatürk
araştırmacısı
Prof. Dr. Utkan Kocatürk'ün, Prof.Dr. Kamile Şevki
Mutlu
ile
yaptığı sohbetten aktardıklarına dayanıyor.
Ata'nın yarım asır önceki
son yolculuğu, sanırım bu
ayrıntılarla
daha da ilginç bir boyut
kazanıyor.

Atatürk'ü son görenler anlatıyor:

'Yüzünde iki
günlük sakal vardı'

Osman Ersoy ve Halide İntepe, 10 Kasım
1953'te
Etnografya
Müzesi'nde asistan olarak çalışıyorlardı. O
yüzden 50 yıl önceki
o
töreni ve tabutun içindeki Atatürk'ü son
kez görme fırsatı
buldular.
İzlenimlerini şöyle anlattılar:

OSMAN ERSOY: "Sağlığında görmemiştim Atatürk'ü... Korkunç
heyecanlıydım.
Biz çalışanlar, asistanlar, memurlar sıra ile
katafalka
çıktık.
Oldukça sararmış ve küçülmüş bir çehre... 1 - 2 günlük
sakalı
vardı.
Kaşları fevkalade iyi şekilde fark ediliyordu."

' Gözleri
aralıktı'

• HALİDE İNTEPE: "Tabut kapanmadan en son gittim
baktım.
Başı yana
doğru eğikti. Yüzü hiç bozulmamıştı. Azıcık
sakalları çıkmıştı.
Hani
insan hasret giderek ölürse, gözleri
aralık kalırmış ya, öyle
aralıktı
gözleri... Ama bir ölü yüzü
yoktu. Uyuyor gibiydi."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://webografya.forum.st
 
Atatürk'ün Tabutunun açıldığı gün(9 kasım 1953)[fotolu]
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Rev6 AgBot 3.1.19 - Client 1.220 (3 Kasım)
» iSROBOT v1.125B Türkçe - Client 1.220 - (4 Kasım)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
WebOgrafya | Webin Coğrafyası. :: Geyik & Muhabbet & Eğlence :: WebOgrafya Muhabbet Cafe-
Buraya geçin: