Sefîne, gemi demektir. İki defa Habeşistan’a hicret edenlere böyle
hitab edilmiştir.
İbnu Abdilberr'e göre, elli kişilik bir grup Eş'arî ile gemiye biner.
Fırtınaya tutulan gemileri bunları Habeşistan'a götürür. İşte bu geminin
Habeşistan'dan dönüşü ile, Habeşistan' daki müslümanların Ca'fer İbnu
Ebî Tâlib başkanlığında dönüşleri birbirine tevafuk eder. Bunlar
beraberce Hayber'in fethi sırasında dönerler. Bunlara Ashâb-ı Sefineteyn
denmiştir: Eş'arilerin sefînesi, Caferin sefînesi, İbnu İshak'ın Ebû
Musa'yı Habeşistan muhacirleri arasında zikretmesi, bu Eş'arî grubunun
Habeşistan'da bir müddet ikametten sonra Müslümanlarla beraber
dönmelerinden ileri gelmiştir. Resûlullah, Ashâb-ı Sefîneteyn'e Hayber
ganimetinden pay ayırmıştır.
Habeşistan'a hicret etmiş bulunan Müslümanların 16 kişilik son kafilesi
de, Hayber'in fethi sırasında döndü.[115] Başlarında Hz. Ali'nin
kardeşi Câfer Tayyar vardı. Rasûlullah son derece memnun oldu.
-Hangisine sevineceğimi bilemiyorum, Hayber'in fethine mi, yoksa
Câfer'in gelişine mi? buyurdu.[116]
Ganimetlerden onlara da hisse ayırdı.[117]
[115] Buhârî, 5/80; Tecrid Tercemesi, 10/295 (Hadis No: 1615
[116] M. Zihni, el-Hakayık, 1/200; İbn Hişam, 4/3
[117] Buhârî, 5/81; Tecrid Tercemesi, 10/301 (Hadis No: 1617